Kur'an-ı Kerim'de Mescid-i
Aksa, İsra Suresi'nin 1. ayetinde geçmektedir. Bu ayet, Peygamber Efendimiz Hz.
Muhammed'in (s.a.v.) İsra ve Miraç olayını anlatır. İsra, Mekke'den Kudüs'e
yapılan gece yolculuğu, Miraç ise oradan göklere yükseliş anlamına gelir.
İsra Suresi, 1. Ayet
Arapça Metin:
سُبْحَانَ ٱلَّذِىٓ أَسْرَىٰ
بِعَبْدِهِۦ لَيْلًۭا مِّنَ ٱلْمَسْجِدِ ٱلْحَرَامِ إِلَى ٱلْمَسْجِدِ ٱلْأَقْصَى ٱلَّذِى
بَٰرَكْنَا حَوْلَهُۥ لِنُرِيَهُۥ مِنْ ءَايَٰتِنَآ ۚ إِنَّهُۥ هُوَ ٱلسَّمِيعُ ٱلْبَصِيرُ
Türkçe Okunuşu:
"Subhânellezî esrâ
bi'abdihî leylen minel-mescidil-harâmi ilel-mescidil-aksâllezî bâraknâ havlehu
linuriyahu min âyâtinâ. İnnehû huves-semî'ul-basîr."
Anlamı:
"Kulu Muhammed'i, bir
gece Mescid-i Haram'dan, çevresini mübarek kıldığımız Mescid-i Aksa'ya götüren
Allah'ın şanı yücedir. Ona, ayetlerimizden bazılarını gösterelim diye (bunu
yaptık). Şüphesiz O, hakkıyla işitendir, hakkıyla görendir."
Ayetin Önemi
İsra ve Miraç Olayı: Bu
ayet, İsra ve Miraç olayına işaret eder. İsra, Peygamber Efendimiz Hz.
Muhammed'in (s.a.v.) Mescid-i Haram'dan Mescid-i Aksa'ya gece yolculuğunu,
Miraç ise oradan göklere yükselmesini ifade eder. Bu olay, İslam tarihinde çok
önemli bir yere sahiptir.
Kutsal Mekanlar: Mescid-i
Aksa, İslam'ın üç kutsal mescidinden biridir. Diğerleri Mekke'deki Mescid-i
Haram ve Medine'deki Mescid-i Nebevi'dir.
Çevresinin Mübarek
Kılınması: Ayette, Mescid-i Aksa'nın çevresinin mübarek kılındığı belirtilir.
Bu, Kudüs ve çevresinin İslam'da kutsal kabul edilen bölgelerden biri olduğunu
gösterir.
Mescid-i Aksa'nın Kur'an-ı Kerim'de bu şekilde yer alması, onun Müslümanlar için taşıdığı büyük dini ve manevi önemi vurgular. İslam tarihi boyunca da Mescid-i Aksa, Müslümanlar için önemli bir ibadet ve ziyaret mekanı olmuştur.
Azra İsmi Kuranda Hangi Surede
Geçiyor?
"Azra" ismi
Kur'an-ı Kerim'de doğrudan geçmez. "Azra" ismi, genellikle
"bakire, el değmemiş" anlamında kullanılır ve İslam kültüründe
özellikle Hz. Meryem için bir sıfat olarak kullanılabilir. Kur'an-ı Kerim'de
Hz. Meryem'in bakireliği ve onun mucizevi doğumu hakkında detaylı bilgiler
bulunmaktadır, ancak "Azra" ismi bu bağlamda doğrudan yer almaz.
Hz. Meryem'in Bakireliği
ve Doğumu
Kur'an-ı Kerim'de Hz.
Meryem'in bakire olarak Hz. İsa'yı doğurması mucizesi birçok ayette
anlatılmaktadır. Özellikle Meryem Suresi ve Al-i İmran Suresi'nde bu konuyla
ilgili detaylı bilgiler bulunmaktadır.
Meryem Suresi, 16-22.
Ayetler:
Ayet 16-22:
"Kitapta Meryem'i de
an. Hani o, ailesinden ayrılarak doğu tarafında bir yere çekilmişti. Onlarla
kendisi arasına bir perde çekmişti. Biz de ruhumuzu (Cebrail’i) ona gönderdik
de o, ona düzgün bir insan şeklinde göründü. Meryem dedi ki: 'Ben senden
Rahmân’a sığınırım, eğer Allah’tan korkuyorsan bana dokunma!' Cebrail dedi ki:
'Ben ancak Rabb’inin elçisiyim; sana tertemiz bir oğlan bağışlamak için
gönderildim.' Meryem dedi ki: 'Benim nasıl oğlum olabilir? Bana bir insan
dokunmadı ki, ben kötü bir kadın da değilim.' Cebrail dedi ki: 'Öyledir; fakat
Rabbin buyurdu ki: “Bu bana kolaydır. Onu insanlar için bir mucize ve
katımızdan bir rahmet kılacağız. Bu, zaten hükme bağlanmış bir iştir.' Böylece
Meryem ona gebe kaldı, sonra onunla uzak bir yere çekildi."
Al-i İmran Suresi, 45-47.
Ayetler:
Ayet 45-47:
"Melekler demişti ki:
'Ey Meryem! Allah sana kendisinden bir kelimeyi müjdeliyor. Adı Meryem oğlu İsa
Mesih’tir. Dünya ve ahirette itibarlı, Allah’a yakın kılınanlardandır. Beşikte
de, yetişkinlikte de insanlarla konuşacak ve salihlerden olacaktır.' Meryem
dedi ki: 'Rabbim! Bana bir beşer dokunmamışken nasıl çocuğum olabilir?' Allah
buyurdu ki: 'Öyle de olsa Allah neyi dilerse yaratır. Bir işin olmasına karar
verirse sadece “Ol” der ve o iş hemen oluverir.'"
Özetle
"Azra" ismi, Kur'an-ı Kerim'de doğrudan geçmez. Ancak, Hz. Meryem'in bakire olarak mucizevi bir şekilde Hz. İsa'yı doğurması Kur'an'da detaylı olarak anlatılmıştır. "Azra" ismi, İslam kültüründe Hz. Meryem'in bu özelliğine atfen kullanılabilir, fakat Kur'an-ı Kerim'de spesifik olarak bu isim yer almaz.
Allahümme Elif Beyne Hangi Surede Geçiyor?
"Allahümme Elif
Beyne" ifadesi, Kur'an-ı Kerim'de doğrudan geçen bir ifade değildir. Ancak
bu ifade, Müslümanlar arasında birlik ve beraberlik duası olarak bilinir ve
genellikle şu şekildedir:
Dua Metni:
Arapça:
اللهم ألف بين قلوبنا وأصلح
ذات بيننا واهدنا سبل السلام ونجنا من الظلمات إلى النور وجنبنا الفواحش ما ظهر منها
وما بطن
Türkçe Okunuşu:
"Allahümme elif beyne
kulubina ve aslih zâte beynina ve ehdina sübüle's-selâm ve neccinâ
mine'z-zulumâti ile'n-nûr ve cennibna'l-fevâhişe mâ zahara minhâ ve mâ
batana."
Anlamı:
"Allah'ım!
Kalplerimizi birleştir, aramızdaki ilişkileri düzelt, bizi barış yollarına
yönelt, bizi karanlıklardan aydınlığa çıkar ve bizi açığa çıkan ve gizli kalan
kötülüklerden koru."
Benzer Bir Dua Kur'an'da
Hangi Surede Geçiyor?
Kur'an-ı Kerim'de bu duaya
yakın bir ifade Al-i İmran Suresi'nde (3. Sure) yer alır:
Al-i İmran Suresi, 8.
Ayet:
Arapça:
رَبَّنَا لَا تُزِغْ قُلُوبَنَا
بَعْدَ إِذْ هَدَيْتَنَا وَهَبْ لَنَا مِنْ لَدُنكَ رَحْمَةً إِنَّكَ أَنْتَ الْوَهَّابُ
Türkçe Okunuşu:
"Rabbena lâ tuzığ
kulûbenâ ba'de iz hedeytenâ ve heb lenâ min ledünke rahmeh. İnneke entel
vehhâb."
Anlamı:
"Ey Rabbimiz! Bizi
hidayete erdirdikten sonra kalplerimizi saptırma. Bize katından rahmet ver.
Şüphesiz Sen, çok bağışlayansın."
Bu ayet, Müslümanların Allah'a yönelerek kalplerinin doğru yolda kalmasını ve Allah'ın rahmetine nail olmayı dilemelerini ifade eder. Kalplerin birleştirilmesi ve aradaki ilişkilerin düzeltilmesi teması, İslam'ın genel öğretilerinde ve dualarında sıkça vurgulanan bir konudur. Bu dua ve ayetler, Müslümanların birliğini ve Allah'a olan bağlılıklarını güçlendirmek için okunur.
Allahümme Lekel Hamdü Kullu Hangi Surede Geçiyor?
"Allahümme Lekel
Hamdü Kullu" ifadesi Kur'an-ı Kerim'de doğrudan geçmez. Bu ifade,
genellikle Müslümanlar tarafından dua ve zikir sırasında kullanılan bir
ifadedir ve Allah'a olan övgüyü ve hamdi ifade eder. Anlamı "Allah'ım!
Hamdın hepsi Sana aittir" şeklindedir. Kur'an'da Allah'a övgü ve hamd eden
pek çok ayet bulunmaktadır, ancak bu spesifik ifade Kur'an'da yer almaz.
Kur'an-ı Kerim'de Allah'a
Hamd ve Övgü İçeren Ayetler
Kur'an-ı Kerim'de Allah'a
hamd eden bazı ayetler şunlardır:
Fatiha Suresi, 1. Ayet
Arapça: الْحَمْدُ لِلَّهِ رَبِّ
الْعَالَمِينَ
Türkçe Okunuşu:
"Elhamdü lillahi rabbil alemin."
Anlamı: "Hamd,
alemlerin Rabbi olan Allah'a mahsustur."
En'am Suresi, 1. Ayet
Arapça: الْحَمْدُ لِلَّهِ الَّذِي
خَلَقَ السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضَ وَجَعَلَ الظُّلُمَاتِ وَالنُّورَ
Türkçe Okunuşu:
"Elhamdü lillâhillezî halekas semâvâti vel ardı ve cealez zulümâti ven
nûr."
Anlamı: "Gökleri ve
yeri yaratan, karanlıkları ve nuru var eden Allah'a hamdolsun."
Yunus Suresi, 10. Ayet
Arapça: دَعْوَاهُمْ فِيهَا
سُبْحَانَكَ اللَّهُمَّ وَتَحِيَّتُهُمْ فِيهَا سَلَامٌ وَآخِرُ دَعْوَاهُمْ أَنِ الْحَمْدُ
لِلَّهِ رَبِّ الْعَالَمِينَ
Türkçe Okunuşu:
"Da'vehum fîhâ subhânekallâhumme ve tahiyyetuhum fîhâ selâm(un) ve âhıru
da'vehum enil hamdu lillâhi rabbil âlemîn."
Anlamı: "Oradaki duaları,
'Allah’ım! Seni eksikliklerden tenzih ederiz.' oradaki iyi dilek temennileri
'Selam' ve dualarının sonu, 'Hamd, alemlerin Rabbi olan Allah'a mahsustur'
sözleridir."
Bu ayetler, Allah'a hamd ve övgünün Kur'an'da nasıl ifade edildiğine örnek olarak verilebilir. "Allahümme Lekel Hamdü Kullu" ifadesi doğrudan Kur'an'da yer almasa da, bu tür dualar Müslümanlar tarafından Allah'a olan bağlılığı ve şükranı ifade etmek için sıkça kullanılır.
Aden Hangi Surede Geçiyor?
Kur'an-ı Kerim'de "Aden" kelimesi cennet anlamında
kullanılmakta ve birkaç surede geçmektedir. "Cennetü'l-Aden" ifadesi,
cennet bahçelerini tanımlamak için kullanılır. İşte "Aden"
kelimesinin geçtiği bazı ayetler:
Tevbe Suresi, 72. Ayet
Arapça:
وَعَدَ اللَّهُ الْمُؤْمِنِينَ وَالْمُؤْمِنَاتِ جَنَّاتٍ تَجْرِي
مِن تَحْتِهَا الْأَنْهَارُ خَالِدِينَ فِيهَا وَمَسَاكِنَ طَيِّبَةً فِي جَنَّاتِ
عَدْنٍ وَرِضْوَانٌ مِّنَ اللَّهِ أَكْبَرُ ذَٰلِكَ هُوَ الْفَوْزُ الْعَظِيمُ
Türkçe Okunuşu:
"Veade Allahu'l-mü'minîne ve'l-mü'minâti cennâtin tecrî
min tahtihâ el-enhâru hâlidîne fîhâ ve mesâkine tayyibeten fî cennâti
adn(adenin). Ve rıdvânun minallâhi ekber(zâlike huve'l-fevzu'l-azîm)."
Anlamı:
"Allah, mümin erkeklere ve mümin kadınlara, içinde ebedî
kalacakları, altından ırmaklar akan cennetler ve Adn cennetlerinde hoş
meskenler vaad etmiştir. Allah'ın rızası ise hepsinden büyüktür. İşte bu, en
büyük kurtuluştur."
Nahl Suresi, 31. Ayet
Arapça:
جَنَّاتِ عَدْنٍۢ يَدْخُلُونَهَا تَجْرِى مِن تَحْتِهَا ٱلْأَنْهَـٰرُۖ
لَهُمْ فِيهَا مَا يَشَآءُونَۚ كَذَٰلِكَ يَجْزِى ٱللَّهُ ٱلْمُتَّقِينَ
Türkçe Okunuşu:
"Cennâti adn(adenin) yedhulûnehâ tecrî min
tahtihel-enhâru lehum fîhâ mâ yeşâûne kezâlike yeczî allâhu el-müttakîn."
Anlamı:
"Adn cennetleri; altlarından ırmaklar akar. Orada onlar
için diledikleri her şey vardır. Allah, muttakileri işte böyle
ödüllendirir."
Taha Suresi, 76. Ayet
Arapça:
جَنَّـٰتُ عَدْنٍۢ تَجْرِى مِن تَحْتِهَا ٱلْأَنْهَـٰرُ خَـٰلِدِينَ
فِيهَاۚ وَذَٰلِكَ جَزَآءُ مَن تَزَكَّىٰ
Türkçe Okunuşu:
"Cennâtu adn(adenin) tecrî min tahtihâ el-enhâru
hâlidîne fîhâ ve zâlike cezâu men tezekkâ."
Anlamı:
"Adn cennetleri; altlarından ırmaklar akar. Orada ebedî
kalacaklardır. İşte bu, arınan kimsenin ödülüdür."
Furkan Suresi, 15. Ayet
Arapça:
قُلْ أَذَٰلِكَ خَيْرٌ۬ أَمْ جَنَّةُ ٱلْخُلْدِ ٱلَّتِى وُعِدَ ٱلْمُتَّقُونَۖ
كَانَتْ لَهُمْ جَزَآءً۬ وَمَصِيرً۬ا
Türkçe Okunuşu:
"De ki: 'Bu mu hayırlıdır yoksa takva sahiplerine vaad
edilen ebedi cennet mi? Onlar için bir mükafat ve varış yeri olarak.'"
Ra'd Suresi, 23. Ayet
Arapça:
جَنَّـٰتُ عَدْنٍۢ يَدْخُلُونَهَا وَمَنْ صَلَحَ مِنْ ءَابَآئِهِمْ
وَأَزْوَٲجِهِمْ وَذُرِّيَّـٰتِهِمْۖ وَٱلْمَلَـٰٓئِكَةُ يَدْخُلُونَ عَلَيْهِم مِّن
كُلِّ بَابٍۢ
Türkçe Okunuşu:
"Cennâtu adn(adenin) yedhulûnehâ ve men salaha min
âbâihim ve ezvâcihim ve zurriyyâtihim velmelâiketu yedhulûne aleyhim min kulli
bâb."
Anlamı:
"Adn cennetlerine girerler; babalarından, eşlerinden ve
çocuklarından salih olanlarla birlikte. Melekler de her kapıdan yanlarına
girerler."
Bu ayetlerde "Adn cennetleri" ifadesi, Allah'ın mümin kullarına vaad ettiği ebedî cennetleri tanımlamak için kullanılır. Bu cennetlerde müminlerin kalacakları, onların hoşnut olacakları ve Allah'ın lütuflarına nail olacakları belirtilir.