"Ya Malikel Mülk,
el-Mülkü Lillah" ifadesi Kur'an-ı Kerim'de tam olarak bu şekilde
geçmemektedir. Ancak, bu ifadeyi andıran bir ayet Kur'an-ı Kerim'in 3. suresi
olan Ali İmran Suresi'nin 26. ayetinde bulunmaktadır:
De ki: “Ey mülkün sahibi
Allah’ım! Sen mülkü dilediğine verirsin, dilediğinden mülkü çekip alırsın.
Dilediğini aziz kılar, dilediğini zelil edersin. Hayır, yalnız Sen’in
elindedir. Şüphesiz Sen her şeye kadirsin.”
Bu ayetin Arapça metni
şöyledir:
قُلِ اللَّهُمَّ مَالِكَ الْمُلْكِ
تُؤْتِي الْمُلْكَ مَن تَشَاءُ وَتَنزِعُ الْمُلْكَ مِمَّن تَشَاءُ وَتُعِزُّ مَن تَشَاءُ
وَتُذِلُّ مَن تَشَاءُ بِيَدِكَ الْخَيْرُ إِنَّكَ عَلَىٰ كُلِّ شَيْءٍ قَدِيرٌ
(Ali İmran, 3:26)
Bu ayet, Allah'ın mutlak mülk sahibi olduğunu ve mülkü dilediğine verdiğini, dilediğinden de çekip aldığını vurgular. Ayrıca, Allah'ın her şeye gücünün yettiğini ve hayırın yalnızca O'nun elinde olduğunu belirtir.
Ya Fettah İftah Lena Hayral Bab Hangi Surede Geçiyor?
"Ya Fettah iftah lena
hayral bab" ifadesi Kur'an-ı Kerim'de tam olarak bu şekilde geçmemektedir.
Bu ifade, bir dua olarak kullanılır ve "Ey Fetihlerin Sahibi (açan) Allah,
bize hayırlı kapılar aç" anlamına gelir.
Ancak, bu ifadeyi
çağrıştıran ve Allah'ın kapıları açan ve hayırları bahşeden olduğunu belirten
ayetler vardır. Örneğin, Kur'an'da Allah'ın isimlerinden biri olan
"el-Fettah" (fetihler bahşeden, açan) şu ayette geçmektedir:
Sad Suresi, 38:26
Arapça: "يَا دَاوُودُ
إِنَّا جَعَلْنَاكَ خَلِيفَةً فِي الْأَرْضِ فَاحْكُم بَيْنَ النَّاسِ بِالْحَقِّ وَلَا
تَتَّبِعِ الْهَوَىٰ فَيُضِلَّكَ عَن سَبِيلِ اللَّهِ ۚ إِنَّ الَّذِينَ يَضِلُّونَ
عَن سَبِيلِ اللَّهِ لَهُمْ عَذَابٌ شَدِيدٌ بِمَا نَسُوا يَوْمَ الْحِسَابِ"
Türkçe: "Ey Davud,
biz seni yeryüzünde halife yaptık. İnsanlar arasında adaletle hükmet; keyfine
uyma ki, seni Allah yolundan saptırmasın. Allah yolundan sapanlara hesap günü
şiddetli bir azap vardır, çünkü onlar hesap gününü unutmuşlardır."
Ayrıca, hayır kapılarının
açılması ve Allah'ın rahmetinin genişliği ile ilgili birçok ayet de bulunmaktadır.
Örneğin:
Bakara Suresi, 2:186
Arapça: "وَإِذَا سَأَلَكَ
عِبَادِي عَنِّي فَإِنِّي قَرِيبٌ ۖ أُجِيبُ دَعْوَةَ الدَّاعِ إِذَا دَعَانِ ۖ فَلْيَسْتَجِيبُوا
لِي وَلْيُؤْمِنُوا بِي لَعَلَّهُمْ يَرْشُدُونَ"
Türkçe: "Kullarım
sana beni sorduğunda (söyle onlara:) Ben gerçekten (onlara) pek yakınım. Bana
dua ettiği zaman dua edenin duasına cevap veririm. O halde doğru yolu bulmaları
için benim davetime uysunlar ve bana inansınlar."
Bu ayetler, Allah'ın dualara cevap veren, kapıları açan ve rahmetini genişleten olduğunu belirtir. Ancak, "Ya Fettah iftah lena hayral bab" ifadesi doğrudan bir ayet olarak Kur'an'da yer almamaktadır; bu ifade daha çok dua ve zikirlerde kullanılan bir cümledir.
Ya Baki Entel Baki Hangi Surede
Geçiyor?
"Ya Baki Entel
Baki" ifadesi, "Ey Bâki olan Allah, Sen bakisin (kalıcı
olansın)" anlamına gelir. Bu ifade Kur'an-ı Kerim'de tam olarak bu şekilde
geçmemektedir. Ancak, Allah'ın baki (sonsuz ve kalıcı) olduğuna dair ayetler
Kur'an'da bulunmaktadır.
Örneğin, Allah'ın ebedi ve
sonsuz olduğunu ifade eden bir ayet şudur:
Rahman Suresi, 55:26-27
Arapça: "كُلُّ مَنْ عَلَيْهَا
فَانٍ وَيَبْقَىٰ وَجْهُ رَبِّكَ ذُو الْجَلَالِ وَالْإِكْرَامِ"
Türkçe: "Yeryüzünde
bulunan her şey yok olacak; ancak azamet ve ikram sahibi Rabbinin yüzü baki
kalacak."
Bu ayet, Allah'ın ebedi
olduğunu ve her şeyin faniliğine karşın yalnızca Allah'ın kalıcı olduğunu
vurgular.
Yine benzer bir anlamda şu
ayet de bulunmaktadır:
Kasas Suresi, 28:88
Arapça: "وَلَا تَدْعُ
مَعَ اللَّهِ إِلَٰهًا آخَرَ لَا إِلَٰهَ إِلَّا هُوَ ۚ كُلُّ شَيْءٍ هَالِكٌ إِلَّا
وَجْهَهُ ۚ لَهُ الْحُكْمُ وَإِلَيْهِ تُرْجَعُونَ"
Türkçe: "Allah ile
birlikte başka bir ilaha yalvarma! O'ndan başka ilah yoktur. O'nun zatından
başka her şey yok olacaktır. Hüküm yalnızca O'nundur ve siz yalnız O'na
döndürüleceksiniz."
Bu ayetler, Allah'ın baki (kalıcı) ve ebedi olduğunu ifade eder. "Ya Baki Entel Baki" ifadesi ise Kur'an'da birebir yer almamakla birlikte, Allah'ın bu sıfatını zikretmek için kullanılan bir ifadedir ve bu anlamı pekiştiren ayetlere işaret eder.
Yılan Hangi Surede Geçiyor?
Kur'an-ı Kerim'de yılan
(Tûlân) çeşitli kıssalar ve hikayelerde sembolik olarak yer alır. Yılan
özellikle Hz. Musa'nın (a.s) mucizesi bağlamında geçmektedir. Hz. Musa'nın
asasının yılana dönüşmesi olayının anlatıldığı bazı sureler şunlardır:
Araf Suresi, 7:107
Arapça: "فَأَلْقَىٰ عَصَاهُ
فَإِذَا هِيَ ثُعْبَانٌ مُّبِينٌ"
Türkçe: "Bunun
üzerine asasını attı, bir de ne görsünler, apaçık bir yılan!"
Taha Suresi, 20:20
Arapça: "فَأَلْقَاهَا
فَإِذَا هِيَ حَيَّةٌ تَسْعَىٰ"
Türkçe: "Musa asasını
yere attı, bir de ne görsün, asa hızla hareket eden bir yılan olmuş!"
Şuara Suresi, 26:32
Arapça: "فَأَلْقَىٰ عَصَاهُ
فَإِذَا هِيَ ثُعْبَانٌ مُّبِينٌ"
Türkçe: "Asasını yere
attı, bir de ne görsünler, apaçık bir yılan!"
Bu ayetlerde, Hz. Musa'nın (a.s) Allah'ın izniyle gerçekleştirdiği mucize anlatılmaktadır. Asasının yılana dönüşmesi, Firavun ve onun sihirbazlarıyla olan karşılaşmasında büyük bir rol oynamıştır. Hz. Musa'nın asasını yere atmasıyla birlikte asa, hızlıca hareket eden ve apaçık bir yılan haline gelmiştir. Bu mucize, Allah'ın kudretini ve Hz. Musa'nın peygamberliğini göstermek için yapılan büyük bir işarettir.
Muammer Hangi Surede Geçiyosr?
Kur'an-ı Kerim'de
"Muammer" kelimesi doğrudan geçmemektedir. Ancak, bu kelime Arapça
kökenli bir isim olup "uzun ömürlü" veya "ömür verilen"
anlamlarına gelmektedir. Kur'an-ı Kerim'de bu anlamlara işaret eden bazı
ayetler bulunmaktadır.
Örneğin, uzun ömürle
ilgili olarak En'am Suresi'nde şöyle buyrulmaktadır:
En'am Suresi, 6:2
Arapça: "هُوَ الَّذِي
خَلَقَكُمْ مِنْ طِينٍ ثُمَّ قَضَىٰ أَجَلًا ۖ وَأَجَلٌ مُّسَمًّى عِندَهُ ۖ ثُمَّ
أَنتُمْ تَمْتَرُونَ"
Türkçe: "O ki sizi
bir çamurdan yarattı, sonra bir ecel belirledi. Belirlenmiş bir ecel de O’nun
katındadır. Sonra da siz hâlâ şüphe ediyorsunuz."
Uzun ömür ve insanların
belirli bir süreye kadar yaşatılmaları konusunda ise Nahl Suresi'nde şöyle
buyrulmaktadır:
Nahl Suresi, 16:70
Arapça: "وَاللَّهُ خَلَقَكُمْ
ثُمَّ يَتَوَفَّاكُمْ ۚ وَمِنكُم مَّن يُرَدُّ إِلَىٰ أَرْذَلِ الْعُمُرِ لِكَيْلَا
يَعْلَمَ بَعْدَ عِلْمٍ شَيْئًا ۚ إِنَّ اللَّهَ عَلِيمٌ قَدِيرٌ"
Türkçe: "Allah sizi
yarattı, sonra sizi vefat ettirir. Sizden kimi, ömrün en rezil çağına kadar
geri çevrilir ki, bilirken hiçbir şey bilmez hale gelsin. Şüphesiz Allah,
hakkıyla bilendir, her şeye kadirdir."
Kur'an'da belirli bir ismin, özellikle de "Muammer" isminin doğrudan geçmediğini belirtmek önemlidir. Bu kelime, Arapça'da yaygın bir isim olup uzun ömürlü anlamını taşımaktadır. Ancak, Kur'an'da ömür ve ömrün süresi ile ilgili birçok ayet bulunmaktadır.
