Kudüs bilindiği üzere kutsal bir şehir olarak kabul edilen İslam, Yahudilik ve Hristiyanlık dini için kutsal bir yer olarak kabul edilmektedir. Pek çok dinin kutsal bir şehri olarak kabul edildiğinden dolayı uğruna pek çok insanın savaştığı ve sürekli el değiştirdiği bir şehir olarak uzun yıllar Osmanlı Devleti'nin elinde kalmış bir bölgedir. Şu an ise hala tartışmaların odağında olan bu şehir günümüzde uluslararası toplumlarca da Kudüs'ün Filistin toprağı olarak kabul dilmesi söz konusu iken İsrail’in kendi kanunları ve yaptığı kademeli saldırılar ile İsrail, bu toprakları kendi başkenti ilan etmiş ve kendi topraklarına katma düşüncesiyle şu an hala bazı saldırılar yaptığı bilinmektedir. Kudüs’ün nüfusuna da değinecek olursak Kudüs şehrinin 21 Yüzyıl'daki nüfusunun zaman 1 milyonun üzerinde bir nüfusa sahip olduğunu görmekteyiz.
Kudüs'ün Kutsallığı Nereden Geliyor?
Müslümanlık dinindeki yeri 610 yılında Müslümanların ilk kıblesi olarak kabul edilen Kudüs Kur'an'daki bilgilere göre Hz Muhammed’in on yıl boyunca Miraç'a bu şehirden çıktığı bilinmektedir. Yahudiler için öneminden bahsedecek olursak da Tevrat’ta yazılanlara göre hazreti Davut’un bu şehrin büyük bir İsrail devleti inşa etmiş olması Yahudiler için büyük bir öneme sahip olduğunun işareti olarak kabul edilmiştir. Hristiyanlar için kutsal sayılmasında ki önemi ise İncil’de bazı bilgilere göre Hz. İsa’nın Kudüs’te çarmıha gerilmesinden dolayı Hristiyanlar için de bu şehir kutsal sayılmıştır. Yani aslında baktığımız zaman kutsal kitaplarda yer alan bilgilere göre dinler üzerinde büyük bir role sahip Kudüs, bu dinler için pek çok önemli olayın ve gelişmenin odağı olarak kutsal kabul edilmesinden dolayı yıllar boyunca da pek çok savaş gören ve uzun yıllar boyunca el değiştiren bir toprak olmuştur.
Kudüs Neden Kıble Oldu?
Kudüs bilindiği üzere Müslümanların ilk kıblesi olan Mescidi Aksa ile büyük bir önem taşımaktadır. 610 yılında ilk kıble olan Mescid-i Aksa aynı zamanda Hz Muhammed'in de 10 yıl sonra buradan miraca yükseldiği bir şehir olarak Müslümanlar için büyük bir öneme sahiptir. Medine’de Müslümanların yaklaşık olarak 16 ay boyunca Mescid-i Aksa’ya yönelerek namaz kılması ile birlikte burayı kıble olarak kabul etmeleri bu şekilde gerçekleşmiştir. Çok daha net bir şekilde sebebini açıklamak gerekirse Medine'ye hicret edildikten sonra Medine civarlarındaki yerlerinde kalabalık olarak Yahudi kabilelerini oluşması bu kabileleri İslam’a ısındırmak amacıyla kıblenin Mescid-i Aksa’ya döndüğü söylenmektedir. Daha sonralarında Müslümanların kıblesi Kabe'ye doğru yönelmesi ile birlikte bu durum değişmiştir.
Kudüs Hangi Savaştan Sonra Osmanlı'nın Elinden Çıktı?
Kudüs birden fazla din için kutsal bir toprak kabul edilmesinden dolayı sürekli el değiştiren bir şehir olarak bir dönem Osmanlıların da bu topraklarda egemen olduğu bir şehirdi. Bu noktada Kudüs'ün fethedilip Osmanlı topraklarına katıldığı döneme gidecek olursak 1516 yılında Yavuz Sultan Selim’in emri ile birlikte Veziri-azam Sinan Paşa önderliğinde Kudüs Osmanlı hakimiyeti altına alınmış ve şehir daha öncesinde burada yaşayan Memlüklüler’den alınmıştır. 1516 yılında yapılan Mercidabık savaşı Memlükler'in yenilgiye uğradığı ve Kudüs’ün Osmanlı topraklarına katıldığı savaştır.
İslamiyetten Önce Kudüs Nasıldı?
Kudüs'ün Müslümanlar tarafından alınması rivayetlere göre 2. halife olan Hz Ömer’in Halit Bin Velid komutanlığında görevlendirdiği ordu ile birlikte ordunun Kudüs şehrine ulaşmasıyla şehrin kuşatılması ile başlamıştır. Fakat surların direnmesi nedeniyle fetih tamamlanamamıştı. Bu durumda da Ebu Ubeyde surların etkinliği düşene kadar şehri kuşatma altında tutmasıyla kuşatmanın getirdiği zorluklarla baş edemeyen şehir halkı da Ebu ubeyde'nin gönderdiği elçi ile birlikte barış isteğini kabul etmek zorunda kalmış ve bu şekilde de kan dökülmeden Kudüs şehri teslim alınmıştır. Bunun daha öncesinde de Kudüs Müslümanlar yaşamadığı zamanlar Roma ve Bizans dönemi hakimdi. Milattan sonra 300 senesinde Roma İmparatorluğu'nun bu topraklarda bulunmasından sonra Roma’nın ikiye ayrılması ile birlikte Bizans imparatorluğu Kudüs'ün hakimiyetini ele geçirmiştir. İşte bu zamanlarda Kudüs şehrinde Hıristiyanlık yaygın din olarak hüküm sürmüş Kudüs’te de inşa edilen Kıyamet Kilisesi de hristiyanlığın bir yapıtı olarak kutsal mekan kabul edilmiştir. İşte bu dönemlerde Mescid-i Aksa’nın oldukça metruk bir hale gelmesiyle harap hale dönmüş olduğundan daha sonrasında şehir Müslümanların eline geçerek ki Müslümanların kutsal bir şehri olarak hüküm sürmüş ve Mescid-i Aksa da onarılmıştır.