"Leviathan" adlı
eser, ünlü İngiliz filozof Thomas Hobbes tarafından yazılmıştır. İlk olarak
1651 yılında yayımlanan bu kitap, siyaset felsefesi alanında önemli bir eser
olarak kabul edilir. "Leviathan"da Hobbes, devletin ve toplumun
doğası üzerine derinlemesine bir analiz sunar. Kitap, özellikle toplumsal
sözleşme teorisi ve mutlak egemenlik kavramlarıyla dikkat çeker.
Ana Temalar ve İçerik
Doğa Durumu ve Sözleşme
Teorisi: Hobbes, insanların doğal durumunda yaşamlarının "yalnız, fakir,
pis, vahşi ve kısa" olduğunu savunur. Bu durumdan kurtulmak için insanlar
arasında bir toplumsal sözleşme yapılması gerektiğini öne sürer.
Egemenlik: Hobbes, güçlü
bir merkezi otoritenin (Leviathan) varlığının, toplumsal düzen ve barış için
gerekli olduğunu savunur. Egemenin mutlak yetkilere sahip olması gerektiğini
vurgular.
İnsan Doğası: İnsanların
doğası gereği bencil ve çıkarcı olduğunu, bu yüzden güçlü bir devletin
gerekliliğini savunur.
Bu kaynaklar, Hobbes'un "Leviathan" adlı eseri ve onun siyaset felsefesine katkıları hakkında daha fazla bilgi sağlar.
Levhi Mahfuz Kim Yazdı?
Levhi Mahfuz, İslam
inancına göre, Allah tarafından yazılan ve tüm kainatın ve insanların kaderinin
kaydedildiği ilahi bir kitaptır. İslam inancına göre, Levhi Mahfuz,
yaratılıştan önce yazılmış olup, tüm olaylar ve insanların yaşantıları bu
kitapta yer almaktadır. Levhi Mahfuz'un içeriği, sadece Allah tarafından
bilinir ve kontrol edilir.
Kur'an-ı Kerim'de Levhi
Mahfuz
Kur'an-ı Kerim'de Levhi
Mahfuz'dan birkaç ayette bahsedilir:
Bakara Suresi 2:285 -
"Allah'ın izni olmadan hiçbir şey meydana gelemez. O zaman insan ne
kazanırsa, kendi iyiliği için kazanır; ne kötülük işlerse, kendi zararı için
işler."
Hadid Suresi 57:22 -
"Yeryüzünde veya kendi nefislerinizde vuku bulan herhangi bir musibet
yoktur ki, biz onu yaratmadan önce bir kitapta yazılmış olmasın. Şüphesiz bu,
Allah'a kolaydır."
Anlam ve Önemi
Levhi Mahfuz, kader
inancının ve Allah'ın ilminin sınırsızlığının bir ifadesidir. İslam
teolojisinde, Levhi Mahfuz'un varlığı, Allah'ın her şeyin bilgisine sahip
olduğunu ve her şeyin onun planı dahilinde gerçekleştiğini gösterir.
Bu kaynaklar, Levhi Mahfuz'un İslam inancındaki yerini ve anlamını daha detaylı incelemek isteyenler için yararlı olacaktır. Levhi Mahfuz'un yazarı, İslam inancına göre Allah'tır ve bu kitap tüm varlıkların kaderini içerir.
Mihriban Kim Yazdı?
"Mihriban" adlı
ünlü şiir, Türk şair Abdurrahim Karakoç tarafından yazılmıştır. Abdurrahim
Karakoç, 1932 yılında Kahramanmaraş'ta doğmuş ve 2012 yılında vefat etmiştir.
Karakoç, Türk edebiyatının önemli isimlerinden biri olup, özellikle halk şiiri
ve lirik tarzda yazdığı eserlerle tanınır.
"Mihriban"
Şiirinin Özellikleri
Tema: Şiir, platonik bir
aşkı ve sevda acısını anlatır. "Mihriban" adlı bir kadına duyulan
derin ve saf aşkı işler.
Dil ve Üslup: Abdurrahim
Karakoç'un şiirlerinde sade, anlaşılır bir dil kullanılır ve halk edebiyatının
etkileri görülür.
Besteleme:
"Mihriban" şiiri, Türk halk müziğinin ünlü sanatçısı Musa Eroğlu
tarafından bestelenmiş ve seslendirilmiştir. Bu sayede şiir, geniş kitlelere
ulaşmış ve büyük bir beğeni kazanmıştır.
Örnek Dizeler
"Mihriban"
şiirinin bazı dizeleri şöyledir:
Sarı saçlarına deli
gönlümü
Bağlamışım, çözülmüyor
Mihriban
Aynalı beşikte, canan
beşiğinde
Ölümdür, acı gülüm, Mihriban
Makberi Kim Yazdı?
"Makber" adlı
şiir, Türk şair ve yazar Abdülhak Hamit Tarhan tarafından yazılmıştır. Abdülhak
Hamit Tarhan, 19. yüzyıl Osmanlı edebiyatının önemli isimlerinden biridir ve
özellikle tiyatro eserleri ve şiirleriyle tanınır. "Makber", şairin
en bilinen ve en etkileyici şiirlerinden biridir.
Şiirin Özellikleri ve
Önemi
Konu: "Makber"
şiiri, Abdülhak Hamit Tarhan'ın eşi Fatma Hanım'ın ölümünün ardından duyduğu
derin üzüntüyü ve kaybını anlatır. Şiir, ölüm ve ayrılık temalarını işler.
Duygusal Derinlik: Şairin
eşine duyduğu sevgi ve ölüm karşısındaki çaresizliği, şiirin her dizesinde
hissedilir. Bu nedenle "Makber", Türk edebiyatında lirik şiirin
önemli örneklerinden biri olarak kabul edilir.
Edebi Değer:
"Makber", hem edebi dili hem de duygusal yoğunluğu ile dikkat çeker.
Şiir, Türk edebiyatında romantik akımın etkilerini taşır ve Abdülhak Hamit
Tarhan'ın en önemli eserlerinden biri olarak değerlendirilir.
Şair Hakkında
Abdülhak Hamit Tarhan, 1852 yılında İstanbul'da doğmuş ve 1937 yılında İstanbul'da vefat etmiştir. Edebiyat dünyasında "Şair-i Azam" (Büyük Şair) olarak anılan Tarhan, Tanzimat dönemi Türk edebiyatının önde gelen isimlerinden biridir. Hem şiir hem de tiyatro alanında birçok önemli esere imza atmıştır.
Mecelleyi Kim Yazdı?
Mecelle, tam adıyla
"Mecelle-i Ahkâm-ı Adliyye", Osmanlı İmparatorluğu'nda 19. yüzyılda
hazırlanan ve 1869-1876 yılları arasında yürürlüğe giren ilk kapsamlı medeni
hukuk kitabıdır. Mecelle'nin yazılmasına önderlik eden kişi, Osmanlı devlet
adamı ve hukukçu Ahmed Cevdet Paşa'dır. Mecelle, İslam hukukunun (fıkhın) bir
parçası olan Hanefi mezhebi esas alınarak hazırlanmıştır ve 16 ciltten
oluşmaktadır.
Mecelle'nin Özellikleri ve
Önemi
Amacı: Mecelle, Osmanlı
İmparatorluğu'nda medeni hukuk alanında düzenleme ve standart getirme amacıyla
hazırlanmıştır. Bu yasa, Osmanlı'da modern hukuk sistemine geçişin önemli bir
adımıdır.
Kapsamı: Mecelle, borçlar
hukuku, aile hukuku, miras hukuku ve ticaret hukuku gibi çeşitli medeni hukuk
alanlarını kapsamaktadır.
Yenilik: Mecelle, İslam
hukukunu modern hukuk kodlarına benzer bir şekilde düzenlemiş ve derlemiştir.
Bu yönüyle Osmanlı'nın hukuk sisteminde önemli bir dönüşümü temsil eder.
Ahmed Cevdet Paşa Hakkında
Biyografi: Ahmed Cevdet
Paşa (1822-1895),Osmanlı devlet adamı, tarihçi ve hukukçudur. Birçok önemli
devlet görevinde bulunmuş ve Tanzimat Dönemi'nin önde gelen isimlerinden biri
olmuştur.
Diğer Eserleri: Cevdet
Paşa'nın "Tarih-i Cevdet" adlı tarih kitabı ve "Kavaid-i
Osmaniye" adlı dilbilgisi kitabı da önemli eserleri arasında yer
almaktadır.
Bu bilgiler, Mecelle'nin yazarı, kapsamı ve Osmanlı hukuk sistemindeki önemi hakkında genel bir bakış sunmaktadır. Ahmed Cevdet Paşa'nın liderliğinde hazırlanan bu eser, Osmanlı'da ve daha sonra Türkiye Cumhuriyeti'nde medeni hukukun temel taşlarından biri olarak kabul edilmiştir.