Alevilik, İslam'ın Şii
mezhebinin bir kolu olup, özellikle Hz. Ali'ye (Ali bin Ebu Talib) ve onun soyundan
gelen On İki İmamlar'a derin bir bağlılık gösterir. Alevilikte, Hz. Ali'ye ve
Ehlibeyt'e (Peygamber Muhammed'in ailesine) sevgi ve bağlılık esastır. Bu
nedenle, Aleviliğin kökenleri ve ilk Alevi olarak kabul edilen kişiler, Hz. Ali
ve onu izleyen sahabeler ile ilişkilidir.
İlk Alevi Kimdir?
Alevilikte ilk Alevi
olarak kabul edilen kişi genellikle Hz. Ali'dir. Bunun nedeni, Aleviliğin
temellerinin Hz. Ali'nin öğretileri ve onun İslam toplumu içindeki liderliği
etrafında şekillenmesidir. Alevilik, Hz. Ali'nin İslam'ın gerçek lideri
olduğuna inanır ve onun manevi ve siyasi liderliğini takip eder.
Hz. Ali (601-661)
Hz. Ali Kimdir?
Hz. Ali, İslam Peygamberi
Muhammed'in kuzeni ve damadı olup, Dördüncü Halife ve Şii İslam'ın ilk İmamı
olarak kabul edilir.
Hz. Ali, İslam tarihinin
önemli bir figürü olup, cesareti, bilgeliği, adaleti ve dini liderliği ile
tanınır.
Hz. Ali'nin Rolü:
Hz. Ali, İslam'ın ilk
yıllarında Peygamber Muhammed'in en yakın destekçilerinden biri olmuştur.
Peygamber Muhammed'in
vefatından sonra, Hz. Ali'nin halifelik konusundaki hak iddiaları, İslam
toplumunda büyük tartışmalara yol açmış ve bu durum, Sünni ve Şii ayrımının
temelini oluşturmuştur.
Alevilik, Hz. Ali'nin
İslam'ın gerçek lideri olduğuna inanır ve onun öğretilerini ve yaşam tarzını
takip eder.
Alevilikte İlk Önemli
Şahsiyetler
Hz. Ali'nin yanı sıra,
Alevilikte önemli kabul edilen diğer ilk şahsiyetler şunlardır:
Hz. Fatıma (605-632):
Hz. Ali'nin eşi ve
Peygamber Muhammed'in kızı. Alevilikte önemli bir figürdür ve Ehlibeyt'in (Peygamber
ailesi) bir üyesi olarak büyük saygı görür.
Hz. Hasan (625-670):
Hz. Ali ve Hz. Fatıma'nın
büyük oğlu ve Alevilikte On İki İmamlar'ın ilki. Hz. Hasan, babası Hz. Ali'nin
ardından Müslümanların lideri olmuş ve kısa bir süre halifelik yapmıştır.
Hz. Hüseyin (626-680):
Hz. Ali ve Hz. Fatıma'nın
küçük oğlu ve On İki İmamlar'ın ikincisi. Kerbela'da şehit edilmesi, Alevilikte
büyük bir matem ve yas konusu olmuştur.
Özet
İlk Alevi: Alevilikte ilk
Alevi olarak genellikle Hz. Ali kabul edilir.
Hz. Ali'nin Rolü: Hz. Ali,
İslam'ın gerçek lideri olarak kabul edilir ve onun öğretileri ve yaşam tarzı,
Aleviliğin temelini oluşturur.
Önemli Şahsiyetler: Hz.
Fatıma, Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin, Alevilikte büyük saygı gören ve önemli kabul
edilen şahsiyetlerdir.
Alevilik, İslam'ın erken döneminde Hz. Ali ve onun ailesi etrafında şekillenen manevi ve siyasi bir hareket olarak ortaya çıkmıştır. Bu nedenle, Hz. Ali ve Ehlibeyt, Alevilikte merkezi bir konuma sahiptir.
İlk Ateist Kimdir?
Ateizm,
tanrıların veya Tanrı'nın varlığını reddeden veya bu konuda inançsız olan bir
felsefi düşüncedir. Tarih boyunca birçok kişi ve toplum farklı inançsızlık ve
tanrı tanımazlık görüşlerine sahip olmuştur. Ancak "ilk ateist"
olarak adlandırılabilecek belirli bir kişi yoktur çünkü ateistik düşünceler
insanlık tarihi boyunca farklı dönemlerde ve kültürlerde ortaya çıkmıştır.
Antik Dünyada
Ateistik Düşünceler
Ateistik
düşünceler, özellikle antik Yunan ve Hint felsefelerinde belirgin bir şekilde
yer almıştır. İşte bu düşünceyi savunan bazı önemli figürler:
1. Diagoras (MÖ
5. yüzyıl)
Diagoras, Antik
Yunan'da yaşamış ve tanrıların varlığını reddeden ilk kişilerden biri olarak
bilinir. "Meloslu Diagoras" olarak da bilinen bu filozof, tanrıların
varlığına dair inançları alenen eleştirdiği için tarihteki ilk ateistlerden
biri olarak anılır.
2. Demokritos
(MÖ 460-370)
Demokritos, atom
teorisi ile tanınan bir Yunan filozofudur. O ve takipçileri, evrenin atomlar ve
boşluktan oluştuğunu savunmuş ve doğaüstü açıklamalara ihtiyaç duymadan doğayı
anlamaya çalışmışlardır. Demokritos'un düşünceleri, tanrıların varlığını
reddetmese de, evrenin mekanik ve doğal süreçlerle açıklanabileceğini
savunmuştur.
3. Epicurus (MÖ
341-270)
Epicurus,
tanrıların varlığını tamamen reddetmemiştir, ancak onların insanların hayatlarına
müdahale etmediğini savunmuştur. Onun felsefesi, tanrıların varlığı konusunda
agnostik bir yaklaşım sergilerken, doğaüstü korkuların ve ölüm korkusunun
yersiz olduğunu savunmuştur.
Antik Hint
Felsefesi
Hindistan'da,
özellikle Charvaka/Lokayata felsefesi, doğaüstü varlıkları ve tanrıların
varlığını reddeden ateistik bir okuldur.
1.
Charvaka/Lokayata Felsefesi
Bu felsefi okul,
yalnızca duyusal deneyimlerle doğrulanabilen şeylerin gerçek olduğunu savunur
ve doğaüstü varlıkları, ruhu veya tanrıları reddeder. Charvaka, Hindistan'ın
antik materyalist ve ateistik düşüncelerini temsil eder.
Modern Dünyada
Ateistik Düşünceler
Ateizm, modern
dönemde daha belirgin hale gelmiştir. Aydınlanma döneminde birçok düşünür, din
ve tanrı inançlarını sorgulamış ve ateistik görüşleri savunmuştur.
1. Baron
d'Holbach (1723-1789)
Baron d'Holbach,
modern ateizmin önemli figürlerinden biridir. "The System of Nature"
(Doğanın Sistemi) adlı eserinde, tanrıların varlığını reddetmiş ve doğa
bilimleri temelinde bir dünya görüşü savunmuştur.
2. Ludwig
Feuerbach (1804-1872)
Feuerbach, dinin
ve tanrı inancının insan zihninin bir yansıması olduğunu savunmuştur. "The
Essence of Christianity" (Hristiyanlığın Özü) adlı eserinde, tanrı
kavramının insanın kendisini idealize etmesinden ibaret olduğunu ileri
sürmüştür.
Özet
İlk Ateist:
Belirli bir "ilk ateist" yoktur, ancak antik Yunan'da Diagoras gibi
figürler, tanrıların varlığını alenen reddeden ilk kişiler arasında
sayılabilir.
Antik Dünyada
Ateizm: Diagoras, Demokritos ve Epicurus gibi filozoflar ateistik veya agnostik
düşünceler geliştirmişlerdir.
Antik Hint
Felsefesi: Charvaka/Lokayata okulu, doğaüstü varlıkları ve tanrıları reddeden
ateistik bir felsefi akımdır.
Modern Dünyada
Ateizm: Baron d'Holbach ve Ludwig Feuerbach gibi düşünürler, modern ateizmin
gelişimine önemli katkılarda bulunmuşlardır.
Ateizm, tarih boyunca farklı şekillerde ve kültürlerde var olmuştur ve belirli bir başlangıç noktasından ziyade, insan düşüncesinin evriminde ortaya çıkan bir eğilim olarak görülmelidir.
İlk Cin Kimdir?
İslam inancına göre
cinler, insanlardan önce yaratılmış, gözle görülmeyen varlıklardır. Cinlerin
yaratılışı ve özellikleri Kur'an-ı Kerim'de çeşitli ayetlerde belirtilmiştir.
İlk cin olarak bilinen varlık ise İblis'tir.
İblis (Şeytan)
İblis Kimdir?
İblis, İslam inancına göre
bir cin olup, Allah'a karşı gelmiş ve melekler arasından kovulmuştur. İblis,
insanlara vesvese vererek onları doğru yoldan saptırmaya çalışır.
Kur'an-ı Kerim'de İblis'in
cinlerden olduğu ve ateşten yaratıldığı belirtilir.
İblis'in Yaratılışı ve
İsyanı
Araf Suresi, Ayet 12:
"Allah, 'Sana
emrettiğimde secde etmene engel olan nedir?' dedi. (İblis:) 'Ben ondan
hayırlıyım. Beni ateşten yarattın, onu ise çamurdan yarattın' dedi."
Kehf Suresi, Ayet 50:
"Hani, biz meleklere,
'Âdem’e secde edin' demiştik. İblis hariç hepsi secde ettiler. O, cinlerdendi;
Rabbinin emrinden dışarı çıktı. Şimdi siz beni bırakıp da onu ve soyunu dostlar
mı ediniyorsunuz? Oysa onlar sizin düşmanınızdır. Zalimler için ne kötü bir
değişim!"
Bu ayetlerde, İblis'in
Allah'ın emrine karşı geldiği ve insanlara düşmanlık beslediği anlatılmaktadır.
İblis'in yaratılışı ve isyanı, cinlerin ilk ve en bilinen hikayesidir.
Cinlerin Yaratılışı
Cinler, insanlardan önce
yaratılmışlardır ve ateşten yaratıldıkları belirtilir.
Rahman Suresi, Ayet 15
"Cinleri dumansız
ateşten yarattı."
Cinlerin Özellikleri ve
Görevleri
Cinler, tıpkı insanlar
gibi Allah'a ibadet etmekle yükümlüdürler. İyi cinler (mümin cinler) ve kötü
cinler (kafir cinler) vardır. Cinlerin bazı özellikleri şunlardır:
Görünmezlik: Cinler
genellikle insanlar tarafından görülemezler.
Hız ve Güç: Cinler, hızlı
hareket etme ve çeşitli doğaüstü güçlere sahip olma yeteneklerine sahiptirler.
Serbest İrade: Cinler,
insanlar gibi serbest iradeye sahiptirler ve iyi veya kötü olmayı seçebilirler.
Özet
İlk Cin: İslam inancına
göre ilk cin olarak bilinen varlık İblis'tir.
İblis'in Özellikleri:
İblis, ateşten yaratılmış ve Allah'a karşı gelerek melekler arasından
kovulmuştur.
Cinlerin Yaratılışı:
Cinler, dumansız ateşten yaratılmışlardır ve insanlar gibi ibadet etmekle
yükümlüdürler.
İblis'in hikayesi, cinlerin yaratılışı ve özellikleri hakkında bilgi verirken, cinlerin İslam'daki yerini ve önemini de ortaya koyar.
Peygamber Efendimizin İlk Çocuğu Kimdir?
Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed'in
(s.a.v.) ilk çocuğu Hz. Hatice ile olan evliliğinden doğan Kasım'dır. İşte Hz.
Muhammed'in çocukları ve onların kısa hikayeleri:
Hz. Muhammed'in (s.a.v.)
Çocukları
1. Kasım
Kasım: Hz. Muhammed'in
(s.a.v.) ilk çocuğudur ve Hz. Hatice'den doğmuştur. Kasım, küçük yaşta vefat
etmiştir. Peygamber Efendimiz, bu nedenle "Ebu'l Kasım" (Kasım'ın
babası) olarak anılmıştır.
2. Zeynep
Zeynep: Hz. Muhammed'in
(s.a.v.) ve Hz. Hatice'nin kızıdır. Zeynep, Peygamber Efendimizin en büyük
kızıdır ve Ebu'l-As bin Rebi ile evlenmiştir.
3. Rukiyye
Rukiyye: Hz. Muhammed'in
(s.a.v.) ve Hz. Hatice'nin kızıdır. Rukiyye, Osman bin Affan ile evlenmiş ve
Mekke'den Medine'ye hicret etmiştir.
4. Ümmü Gülsüm
Ümmü Gülsüm: Hz.
Muhammed'in (s.a.v.) ve Hz. Hatice'nin kızıdır. Rukiyye'nin vefatından sonra
Ümmü Gülsüm de Osman bin Affan ile evlenmiştir.
5. Fatıma
Fatıma: Hz. Muhammed'in
(s.a.v.) ve Hz. Hatice'nin en küçük kızıdır. Hz. Ali ile evlenmiş ve Hasan,
Hüseyin, Zeynep ve Ümmü Gülsüm adında çocukları olmuştur. Hz. Fatıma, İslam
tarihinde önemli bir figürdür.
6. Abdullah
Abdullah: Hz. Muhammed'in
(s.a.v.) ve Hz. Hatice'nin oğludur. Abdullah da küçük yaşta vefat etmiştir ve
"Tayyib" ve "Tahir" lakaplarıyla anılmıştır.
Özet
İlk Çocuk: Hz. Muhammed'in
(s.a.v.) ilk çocuğu, Hz. Hatice'den olan Kasım'dır.
Diğer Çocukları: Zeynep,
Rukiyye, Ümmü Gülsüm, Fatıma ve Abdullah.
Hepsi Hz. Hatice'den: Hz.
Muhammed'in (s.a.v.) bütün çocukları, ilk eşi Hz. Hatice'den doğmuştur.
Hz. Muhammed'in çocukları, İslam tarihinde önemli roller oynamış ve Peygamber Efendimizin soyunu devam ettirmişlerdir.
Kuranı İlk Türkçeye Çeviren Kimdir?
Kur'an-ı Kerim'in Türkçeye ilk tercümesiyle ilgili olarak,
birkaç önemli çeviri çalışması öne çıkmaktadır. Ancak bu çalışmalar arasında en
dikkat çekeni ve genellikle "ilk" olarak kabul edileni, Elmalılı
Hamdi Yazır'ın tercümesidir.
İlk Tam ve Resmi Türkçe Çeviri: Elmalılı Hamdi Yazır
Elmalılı Hamdi Yazır (1878-1942)
Tam Adı: Muhammed Hamdi Yazır
Çalışması: "Hak Dini Kur'an Dili" adlı tefsir ve
tercüme
Yayın Tarihi: 1935-1938 yılları arasında
Özellikleri:
Açıklamalı Çeviri: Elmalılı Hamdi Yazır'ın çalışması, sadece
bir tercüme değil, aynı zamanda tefsir (yorum) içeren bir eserdir.
Osmanlıca ve Türkçe: Cumhuriyet döneminin erken yıllarında,
halkın daha kolay anlayabilmesi için hazırlanmıştır.
Dini ve Akademik Değer: Hem dini hem de akademik çevreler
tarafından büyük takdir görmüştür ve bugün bile geniş bir kullanım alanına
sahiptir.
Erken Dönemlerde Yapılan Diğer Çeviriler
Elmalılı Hamdi Yazır'ın çalışmasından önce de çeşitli Türkçe
Kur'an tercümeleri yapılmıştır, ancak bunlar genellikle tam ve resmi çeviriler
değildir.
1. Süleyman Çelebi (15. yüzyıl)
Mevlid (Vesiletü’n-Necat): Süleyman Çelebi, Mevlid adıyla
bilinen Vesiletü’n-Necat adlı eseri yazmış ve bu eserinde Kur'an'dan bazı
ayetlerin anlamlarını Türkçe olarak vermiştir.
2. Hacı Bektaş-ı Veli (13. yüzyıl)
Makâlât: Hacı Bektaş-ı Veli'nin Makâlât adlı eserinde de
Kur'an'dan bazı ayetlerin Türkçe açıklamaları bulunmaktadır.
3. Ali Kuşçu (15. yüzyıl)
Risale fi'l-Hisâb: Ali Kuşçu'nun eserinde bazı Kur'an
ayetlerinin Türkçe tercümeleri bulunmaktadır.
Günümüz Çevirileri
Elmalılı Hamdi Yazır'ın eserinden sonra birçok Türkçe Kur'an
çevirisi yapılmıştır. Bazı önemli çevirmenler ve çalışmaları şunlardır:
1. Suat Yıldırım
Çevirisi: Suat Yıldırım'ın Kur'an çevirisi ve tefsiri,
anlaşılır bir dille yazılmış ve geniş bir okuyucu kitlesine hitap etmektedir.
2. Diyanet İşleri Başkanlığı
Resmi Çeviri: Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından yapılan ve
güncellenen resmi Kur'an çevirileri, Türkiye'de geniş bir kullanım alanına
sahiptir.
Özet
Elmalılı Hamdi Yazır: Türkçeye yapılan ilk tam ve resmi
Kur'an çevirisi olarak kabul edilir. "Hak Dini Kur'an Dili" adlı
eseri, hem tefsir hem de tercüme içerir ve 1935-1938 yılları arasında
yayımlanmıştır.
Erken Dönem Çevirileri: Süleyman Çelebi, Hacı Bektaş-ı Veli
ve Ali Kuşçu gibi isimler, Kur'an'dan bazı ayetleri Türkçeye çevirmişlerdir.
Günümüz Çevirileri: Suat Yıldırım ve Diyanet İşleri
Başkanlığı gibi kaynaklar tarafından yapılan modern Türkçe Kur'an çevirileri
mevcuttur.
Elmalılı Hamdi Yazır'ın "Hak Dini Kur'an Dili" eseri, Kur'an'ın Türkçeye yapılan en kapsamlı ve etkili çevirilerinden biri olarak kabul edilir ve hala yaygın bir şekilde kullanılmaktadır.