İnsanlar yaşamlarının belli dönemlerin de ya da hayatları
boyunca sevgi yoksunluğu hissedebilirler. Sosyal medyanın da hayatımızda bu
kadar aktif olmasının olumsuz sonuçlarından biri de yansıtılan mükemmel
hayatlarla kendi sıradan yaşantımızı karşılaştırarak mutsuzluğa doğru
sürüklenmemizdir. Hal böyle olunca “beni neden kimse sevmiyor” “herkes değer
görüyor ben neden görmüyorum“ “önemsenmiyorum“ gibi birtakım olumsuz duygulara
kapılmamamız neredeyse imkansız hale geliyor.
Ancak böyle hissetmemizin tek sebebi çevre olmayabilir. En
önemli psikolojik nedenlerden biri kendimizi sevmememizdir. Kendimize değer
vermediğimiz sürece çevremizden ne kadar sevgi görürsek görelim içimizde daima
bir boşluk duygusuyla yaşamaya mahkum kalırız.
Yanlış kişilerle yanlış ilişkilerde bulunmak, özgüven sahibi
olmamak, kafamızda kurduğumuz idealize ettiğimiz ve ulaşmamızın imkansız olduğu
kişilere karşı duygular beslemek, sosyal hayata karışamamak insanlarla
konuşamamak gibi sebeplerden kaynaklı olarak kendimizi umutsuzluğa doğru
sürükleriz.
Aslında sevgi önce kendimizde başlamalı. Ne kadar kötü bir
yaşantımız olduğunu düşünürsek düşünelim daima pozitife yönelmeye çalışmalıyız.
Spor yapmak, kitap okumak, etkinliklere katılmak, tiyatro yapmak, grup
etkinliklerinde aktif olmak, iyi beslenmek ve iyi dinlenmek, çalışmak, hayvan
sahiplenmek, çiçek büyütmek, doğa ile daha fazla içli dışlı olmak gibi
etkinlikler içimizdeki pozitif potansiyeli açığa çıkartır.
Ben Neden Aşık Olamıyorum?
Aşık olmak, bir insana karşı duyduğumuz karşı konulamaz ve
kontrol edilemez şekilde bağlanma hissi ve duygusudur. Aşk tanımlaması kişiden kişiye göre değişse
de temelde aynı duyguları hissediyor ve aynı derecede duygularımız karşısında
savunmasız hissediyoruz. Ayakların yerden kesilmesi, kalp çarpıntısı, gözünün
ondan başka kimseyi görmemesi ve kurduğun tüm hayallerin odak noktasına aşık
olduğun kişiyi koymak gibi duygusal yoğunluklu duygularla aşık olduğumuzu
anlıyoruz.
Ancak araştırmalar gösteriyor ki, insanların %25’lik kısmı
hayatında hiç aşık olmadığını ya da aşık olmaktan korktuğunu belirtmektedir.
Bunun nedeni psikolojik alt tabanlı duygulardan ya da yaşam deneyimlerinden
kaynaklanmaktadır. Sevgisiz ve şiddetin var olduğu bir ailede büyümek,
sevilmeme korkusu, terk edilme korkusu, yakınlaşmadan kaçınma, güvensizlik
duygusu, aldatılma korkusu ve değersizlik hissinden kaynaklı olarak kendimizi
insanlara karşı kapatabiliriz.
Ben Neden Ağlayamıyorum?
Duygusal ya da fiziksel bir duruma karşı, vücudumuzun tepki
olarak gözlerimizden yaşlar akıtmasına ağlamak diyoruz. Ağlayamamak 2 grupta
değerlendirilebilir. Psikolojik ve fiziksel sebepler.
Psikolojik Sebepler: Ağlamak
insanı fiziksel ve zihinsel olarak rahatlatan bir duygu boşaltımıdır. Canımız
çok yandığında ya da gerçekten duygularımıza dokunan bir durumla
karşılaştığımız ağlama içgüdüsü otomatik olarak hissedilir. Fakat ağlamak
istiyor ağlayamıyorsak bu toplumun dayatmalarından kaynaklı olabilir.
Güçlü olmak zorunda olmak, herkesin size bakıyor olması,
ağlamayı güçsüzlük olarak gören bir toplum yapısı, dalga geçilme korkusu gibi
sebeplerden dolayı ağlayamıyor olabilirsiniz.
Fiziksel Sebepler: Ağladığımız zaman endorfin salgılarız ve
kalp- nabız atışımız yavaşlar, stresi azaltır ve bizi sakinleştirir. Ağlamanın
vücuda verdiği rahatlama etkisi inanılmazdır. Halk arasında “ağla rahatla,
açılırsın” sözü aslında dayanaksız bir tez değildir.
Ağlamak istiyor fakat ağlayamıyorsanız, korneada kuruluk
meydana gelmiş olabilir. Halk arasında göz kuruluğu olarak da bilinmektedir.
İlaç kullanımından sebep gözyaşı bezlerinizde hasar meydana gelmiş olabilir.
Ben Neden Çok Uyuyorum?
Rahat yatağında kim saatlerce uyumak istemez ki... Fakat
ideal uyku saatinizden çok daha fazla uykuya ihtiyaç duyuyorsanız bu normal bir
durum olmayabilir. Çok fazla uyku isteği bir hastalıktır ve tıptaki adı
“Hipersomnia“dır. Ancak uzmanlar çok fazla uyumak istemenin her zaman beden
yorgunluğundan değil, depresyon kaynaklı da olabileceğini söylemektedir.
Fizyolojik Sebepler:
Çok uyumak istemenin en önemli nedenlerinden biri vitamin eksikliği ve
kansızlıktır. Vücudunuzda yeteri kadar Demir, Kalsiyum, B2, B12 gibi değerli
vitaminlerin vücuttaki eksikliği sürekli uyumanıza sebep olabilir.
Ayrıca huzursuz bacak
sendromu, gece uykusu sırasında uykunun devamlı olarak bölünmesi, yatmadan önce
bir şeyler yiyip-içmek, susuzluk, fazla kilo, uyku apnesi, yaşlılık gibi
sebepler devamlı olarak halsiz ve yorgun hissetmenize ve vücudunuzun daha fazla
uykuya ihtiyaç duymasına sebep olur.
Psikolojik Sebepler:
Sağlıklı çalışan bir beden ve zihin için deliksiz ve kaliteli bir şekilde,
ideal sürede uyku şarttır. Ancak devamlı, günün yarısını alacak şekilde ya da
daha uzun uyumak istemek normal bir istek değildir. Depresyon, stres, kötü
yaşantı, hayata karışmak istememek gibi psikolojik sebepler de devamlı uyku
isteğine sebep olabilir.
Ben Neden Çok Terliyorum?
Aşırı terlemenin tıptaki ismi “Primer Hiperhidrozis”dir.
Vücut sıcaklık kontrolünü sağlayabilmek için fizyolojik bir reaksiyon
göstererek terler. Ancak özellikle koltuk altı, sırt, ayak, avuç içi, baş-boyun
bölgesi aşırı terliyorsa bunun birkaç nedeni olabilir.
Hormonal
Nörolojik
Enfeksiyonel
Kalp- damar hastalıkları
Solunum rahatsızlıkları
Zehirlenme
Ben Neden Çok Konuşuyorum?
Araştırmalara göre kadınlar günde 30 bin kelime kullanırken
erkekler 7 bin kelimede sınırlı kalmaktadırlar. Yani bir kadın olarak erkeklere
oranla çok fazla konuştuğunuzu düşünüyorsanız bunun bilimsel bir dayanağı
bulunmaktadır. Ancak çok fazla konuşma isteğine Kompulsif konuşma bağımlılığı denilmektedir.
Kişiler abartılı ve devamlı olarak konuşmak isterler ve genellikle bir müdahale
olmadıkça da kendiliğinden susmazlar.
Bunun dışında sesli düşünme, anlatacak çok fazla şeyinin
olduğuna inanma, paylaşma isteği gibi sosyal sebeplerden kaynaklı olarak çok
konuşuyor olabilirsiniz.