Ben Neden Sevilmiyorum?

Ben Neden Sevilmiyorum?
10.12.2022 15:16
İnsanlar yaşamda var oldukları sürece kendilerini ve çevrelerini sorgulama eğiliminde olurlar. Bu yazımızda kendimize en çok sorduğumuz sorulara birlikte bakacağız. Ben neden sevilmiyorum, aşık olamıyorum, ağlayamıyorum? Ben neden çok uyuyorum, çok terliyorum, çok konuşuyorum? Gelin cevaplara birlikte yanıt bulalım.

İnsanlar yaşamlarının belli dönemlerin de ya da hayatları boyunca sevgi yoksunluğu hissedebilirler. Sosyal medyanın da hayatımızda bu kadar aktif olmasının olumsuz sonuçlarından biri de yansıtılan mükemmel hayatlarla kendi sıradan yaşantımızı karşılaştırarak mutsuzluğa doğru sürüklenmemizdir. Hal böyle olunca “beni neden kimse sevmiyor” “herkes değer görüyor ben neden görmüyorum“ “önemsenmiyorum“ gibi birtakım olumsuz duygulara kapılmamamız neredeyse imkansız hale geliyor.

Ancak böyle hissetmemizin tek sebebi çevre olmayabilir. En önemli psikolojik nedenlerden biri kendimizi sevmememizdir. Kendimize değer vermediğimiz sürece çevremizden ne kadar sevgi görürsek görelim içimizde daima bir boşluk duygusuyla yaşamaya mahkum kalırız.

Yanlış kişilerle yanlış ilişkilerde bulunmak, özgüven sahibi olmamak, kafamızda kurduğumuz idealize ettiğimiz ve ulaşmamızın imkansız olduğu kişilere karşı duygular beslemek, sosyal hayata karışamamak insanlarla konuşamamak gibi sebeplerden kaynaklı olarak kendimizi umutsuzluğa doğru sürükleriz.

Aslında sevgi önce kendimizde başlamalı. Ne kadar kötü bir yaşantımız olduğunu düşünürsek düşünelim daima pozitife yönelmeye çalışmalıyız. Spor yapmak, kitap okumak, etkinliklere katılmak, tiyatro yapmak, grup etkinliklerinde aktif olmak, iyi beslenmek ve iyi dinlenmek, çalışmak, hayvan sahiplenmek, çiçek büyütmek, doğa ile daha fazla içli dışlı olmak gibi etkinlikler içimizdeki pozitif potansiyeli açığa çıkartır.

Ben Neden Aşık Olamıyorum?

Aşık olmak, bir insana karşı duyduğumuz karşı konulamaz ve kontrol edilemez şekilde bağlanma hissi ve duygusudur.  Aşk tanımlaması kişiden kişiye göre değişse de temelde aynı duyguları hissediyor ve aynı derecede duygularımız karşısında savunmasız hissediyoruz. Ayakların yerden kesilmesi, kalp çarpıntısı, gözünün ondan başka kimseyi görmemesi ve kurduğun tüm hayallerin odak noktasına aşık olduğun kişiyi koymak gibi duygusal yoğunluklu duygularla aşık olduğumuzu anlıyoruz.

Ancak araştırmalar gösteriyor ki, insanların %25’lik kısmı hayatında hiç aşık olmadığını ya da aşık olmaktan korktuğunu belirtmektedir. Bunun nedeni psikolojik alt tabanlı duygulardan ya da yaşam deneyimlerinden kaynaklanmaktadır. Sevgisiz ve şiddetin var olduğu bir ailede büyümek, sevilmeme korkusu, terk edilme korkusu, yakınlaşmadan kaçınma, güvensizlik duygusu, aldatılma korkusu ve değersizlik hissinden kaynaklı olarak kendimizi insanlara karşı kapatabiliriz.

Ben Neden Ağlayamıyorum?

Duygusal ya da fiziksel bir duruma karşı, vücudumuzun tepki olarak gözlerimizden yaşlar akıtmasına ağlamak diyoruz. Ağlayamamak 2 grupta değerlendirilebilir. Psikolojik ve fiziksel sebepler.

Psikolojik Sebepler: Ağlamak insanı fiziksel ve zihinsel olarak rahatlatan bir duygu boşaltımıdır. Canımız çok yandığında ya da gerçekten duygularımıza dokunan bir durumla karşılaştığımız ağlama içgüdüsü otomatik olarak hissedilir. Fakat ağlamak istiyor ağlayamıyorsak bu toplumun dayatmalarından kaynaklı olabilir.

Güçlü olmak zorunda olmak, herkesin size bakıyor olması, ağlamayı güçsüzlük olarak gören bir toplum yapısı, dalga geçilme korkusu gibi sebeplerden dolayı ağlayamıyor olabilirsiniz.

Fiziksel Sebepler:  Ağladığımız zaman endorfin salgılarız ve kalp- nabız atışımız yavaşlar, stresi azaltır ve bizi sakinleştirir. Ağlamanın vücuda verdiği rahatlama etkisi inanılmazdır. Halk arasında “ağla rahatla, açılırsın” sözü aslında dayanaksız bir tez değildir.

Ağlamak istiyor fakat ağlayamıyorsanız, korneada kuruluk meydana gelmiş olabilir. Halk arasında göz kuruluğu olarak da bilinmektedir. İlaç kullanımından sebep gözyaşı bezlerinizde hasar meydana gelmiş olabilir.

Ben Neden Çok Uyuyorum?

Rahat yatağında kim saatlerce uyumak istemez ki... Fakat ideal uyku saatinizden çok daha fazla uykuya ihtiyaç duyuyorsanız bu normal bir durum olmayabilir. Çok fazla uyku isteği bir hastalıktır ve tıptaki adı “Hipersomnia“dır. Ancak uzmanlar çok fazla uyumak istemenin her zaman beden yorgunluğundan değil, depresyon kaynaklı da olabileceğini söylemektedir.

Fizyolojik Sebepler: Çok uyumak istemenin en önemli nedenlerinden biri vitamin eksikliği ve kansızlıktır. Vücudunuzda yeteri kadar Demir, Kalsiyum, B2, B12 gibi değerli vitaminlerin vücuttaki eksikliği sürekli uyumanıza sebep olabilir.

 Ayrıca huzursuz bacak sendromu, gece uykusu sırasında uykunun devamlı olarak bölünmesi, yatmadan önce bir şeyler yiyip-içmek, susuzluk, fazla kilo, uyku apnesi, yaşlılık gibi sebepler devamlı olarak halsiz ve yorgun hissetmenize ve vücudunuzun daha fazla uykuya ihtiyaç duymasına sebep olur.

Psikolojik Sebepler: Sağlıklı çalışan bir beden ve zihin için deliksiz ve kaliteli bir şekilde, ideal sürede uyku şarttır. Ancak devamlı, günün yarısını alacak şekilde ya da daha uzun uyumak istemek normal bir istek değildir. Depresyon, stres, kötü yaşantı, hayata karışmak istememek gibi psikolojik sebepler de devamlı uyku isteğine sebep olabilir.

Ben Neden Çok Terliyorum?

Aşırı terlemenin tıptaki ismi “Primer Hiperhidrozis”dir. Vücut sıcaklık kontrolünü sağlayabilmek için fizyolojik bir reaksiyon göstererek terler. Ancak özellikle koltuk altı, sırt, ayak, avuç içi, baş-boyun bölgesi aşırı terliyorsa bunun birkaç nedeni olabilir.

Hormonal

Nörolojik

Enfeksiyonel

Kalp- damar hastalıkları

Solunum rahatsızlıkları

Zehirlenme

Ben Neden Çok Konuşuyorum?

Araştırmalara göre kadınlar günde 30 bin kelime kullanırken erkekler 7 bin kelimede sınırlı kalmaktadırlar. Yani bir kadın olarak erkeklere oranla çok fazla konuştuğunuzu düşünüyorsanız bunun bilimsel bir dayanağı bulunmaktadır. Ancak çok fazla konuşma isteğine Kompulsif konuşma bağımlılığı denilmektedir. Kişiler abartılı ve devamlı olarak konuşmak isterler ve genellikle bir müdahale olmadıkça da kendiliğinden susmazlar.

Bunun dışında sesli düşünme, anlatacak çok fazla şeyinin olduğuna inanma, paylaşma isteği gibi sosyal sebeplerden kaynaklı olarak çok konuşuyor olabilirsiniz.

Yorumlar

This site is protected by reCAPTCHA and the Google Privacy Policy and Terms of Service apply.

İlginizi Çekebilir