Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB),Para Politikası Kurulu'nun Ekim ayı toplantı takvimini açıkladı. Hafize Gaye Erkan'ın Merkez Bankası Başkanı olarak atanmasının ardından başlayan faiz artış serisi, bu hafta yine büyük bir ilgiyle bekleniyor. Para Politikası Kurulu (PPK),26 Ekim Perşembe günü faiz kararını açıklamak üzere toplanacak. Piyasalar, bu serinin beşinci kez sürdürüleceği ve faiz artışının 250 ila 500 baz puan arasında olabileceği tahmininde bulunuyor.
Hafize Gaye Erkan, 9 Haziran tarihinde Merkez Bankası Başkanlığı'na atanmasının ardından 22 Haziran'daki ilk PPK toplantısında politika faizini yüzde 8.5'ten yüzde 15'e yükseltmişti. Dördüncü toplantının gerçekleştiği 21 Eylül'de ise faiz oranı yüzde 30'a çıkarıldı. Piyasalar, bu haftaki toplantıyı büyük bir önemle bekliyor.
EKİM AYI FAİZ BEKLENTİSİ NE YÖNDE?
Hürriyet tarafından aktarılan bilgilere göre, Para Politikası Kurulu'nda (PPK) faiz artışına gidilmesi beklentisi tekrar gündemde. Eğer 250 baz puanlık bir artış gerçekleşirse, politika faizi yüzde 32.5'e yükselecek. Ancak 500 baz puanlık bir artış yapılırsa, politika faizi yüzde 35'e çıkacak.
AA Finans Anketi: Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'nın (TCMB) PPK toplantısına ilişkin AA Finans'ın anketine katılan ekonomistler, politika faizinin 500 baz puanlık bir artışla yüzde 35'e çekilmesini tahmin ediyor. Ekonomistlerin yıl sonu politika faizi beklentilerinin ortalaması ise yüzde 40 olarak görünüyor.
HSBC: HSBC ekonomisti Melis Metiner tarafından hazırlanan rapora göre, Türkiye'nin gelecek hafta büyük çaplı bir faiz artışı yapabileceği belirtiliyor. Raporda, yıl sonuna kadar politika faizinin yüzde 32.5 olması beklentisi bulunuyor. Ayrıca, gelecek hafta yapılacak toplantıda 250 baz puanlık bir faiz artışı bekleniyor.
Deutsche Bank: Alman bankacılık devi Deutsche Bank, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'ndan 500 baz puanlık bir faiz artışı bekliyor. Bu, raporlarına göre politika faizini önemli ölçüde artırma amacını yansıtıyor.
KREDİ KARTI FAİZLERİ NE OLACAK?
Merkez Bankası'nın faiz artırım kararlarının ilk etkileri, politika faizine yakın olan faiz kalemlerinde görülüyor. Bu etkiler, özellikle kredi kartı ile nakit çekim faizlerinde belirgin hale geliyor. Kredi kartlarına uygulanan azami faiz oranı için referans faiz oranı esas alınıyor ve referans faiz oranı, politika faiz oranından türetiliyor.
Referans faiz oranının hesaplanmasında belirli bir model kullanılıyor. Kredi kartı işlemleri ve gecikme işlemleri için uygulanacak faiz oranı ise referans faiz oranına ek bazı eklemelerle hesaplanıyor. Örnek vermek gerekirse, Haziran ayında referans faiz oranı yüzde 0.81 idi ve kredi kartı faiz oranı yüzde 1.36, gecikme faizi ise yüzde 1.66 olarak belirlenmişti. Ancak politika faiz oranının yüzde 30'a çıkarılmasıyla referans faiz oranı yüzde 2.71'e yükseldi. Bu da kredi kartlarına uygulanan faizi yüzde 3.26, gecikme faizini ise yüzde 3.56 yaptı. Kredili mevduat hesabı gibi nakit çekimlerdeki faiz oranı ise yüzde 4.02'ye çıkmış oldu.
Bu nedenle Merkez Bankası'nın politika faizi artırım kararları, tüketicilerin kredi kartı kullanımı ve nakit çekim işlemleri üzerinde doğrudan etkili olur ve bu faiz oranlarındaki artışlarla yüksek faiz maliyetleri ortaya çıkabilir. Bu tür faiz artışları, tüketicilerin borçlarına ve kredi kartı kullanımına dikkat etmeleri gerektiğini gösterir.
YÜZDE 35’E ÇIKARSA...
Eğer 26 Ekim'deki Para Politikası Kurulu toplantısında politika faizi yüzde 32.5'e yükseltilirse, bu durum referans faiz oranının yüzde 2.94'e çıkmasına yol açacaktır. Bu da kredi kartı faizinin yüzde 3.49'a, kredi kartı gecikme faizinin yüzde 3.79'a yükselmesi anlamına gelir. Ayrıca, kredili mevduat hesabı gibi nakit çekimlerde uygulanacak faiz oranı yüzde 4.25'e yükselecektir.
Eğer politika faizi yüzde 35'e çıkarılırsa, referans faiz oranı yüzde 3.17'ye yükselecektir. Bu durumda kredi kartı faizi yüzde 3.72'ye, kredi kartı gecikme faizi yüzde 4.02'ye ve kredili mevduat hesaplarından çekilecek nakitlerde uygulanacak aylık faiz oranı yüzde 4.48'e ulaşacaktır. Bu yüksek faiz oranları, tüketiciler için daha yüksek maliyetler anlamına gelir ve kredi kartı borçlarının ve nakit çekimlerinin daha pahalı hale gelmesine neden olabilir. Bu nedenle tüketiciler, bu tür faiz artışlarının finansal durumlarına etkisini göz önünde bulundurmalı ve borç yönetimi konusunda dikkatli olmalıdır.