Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB),uyguladığı yanlış para politikaları nedeniyle Türkiye'yi büyük bir ekonomik krize sürüklerken, yüksek enflasyon ve hayat pahalılığındaki artışın faturası vatandaşlar ve bankalar arasında paylaşılıyor.
21 Aralık 2021 tarihinde kamuoyuna "büyük buluş" olarak sunulan ve geçici olarak döviz artışını sınırlamayı amaçlayan Kur Korumalı Mevduat (KKM) sistemi, bütçeye yüklü miktarda döviz ödeme yükü getirdi. Bu ödemeler, yapılan düzenlemeler sonrasında bankaların üzerine binmiş durumda.
"YENİ EKONOMİ YÖNETİMİ HALKA YALAN SÖYLÜYOR"
İktisatçı Prof. Dr. Aziz Konukman, TCMB'nin yanlış politikalarının bankaları ve vatandaşları cezalandırdığını ifade ederken, Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek ile Hafize Gaye Erkan liderliğindeki ekonomi yönetiminin, vaatlerinin aksine serbest piyasa ekonomisi kurallarına uymadığını dile getirdi. Konukman, şu açıklamalarda bulundu:
"KKM'den nasıl çıkacağız deniliyor... deniliyor. Bu yapılanlar oldukça kısıtlayıcı önlemler. Göreve geldiklerinde ne demişlerdi? Serbestleşmeyi artıracağız, bu tür düzenlemeleri kaldıracağız. Rasyonel politikalara döneceğiz. Bu politikalar, temelde neoliberalizmin ilkelerine uygun olacak. Ancak şu an yapılanlar sınırlamalar, limitler, kotalar koymak, söylenenin tam aksini yaptığımız anlamına geliyor."
MERKEZ BANKASI O UYGULAMAYI YASAKLADI
Bahsettiğiniz durum, serbest piyasa ekonomisi ilkelerine uygun bir yaklaşımı yansıtmıyor gibi görünüyor. Eğer bir ülkede bankalara belirli hedefler koyma veya zorlayıcı yasaklar getirme gibi adımlar atılıyorsa, bu genellikle serbest piyasa ekonomisi prensipleriyle çelişir. Serbest piyasa ekonomilerinde, rekabetin etkisi altında işleyen piyasalar ve özgürce faaliyet gösteren işletmeler esastır.
Bu tür önlemler, devlet müdahalesini ve ekonominin yönlendirilmesini işaret edebilir. Ancak ekonomik politikaların karmaşıklığı ve özgül koşullar göz önüne alındığında, bu tür kararlar hükümetler tarafından alınabilir. Sonuçları, ekonominin genel sağlığı ve istikrarı üzerinde etkili olabilir. Yine de, serbest piyasa ekonomilerinde bu tür müdahaleler genellikle eleştirilir ve tartışma konusu olabilir. Bu nedenle, bu tür kararlar hakkında kamuoyunda farklı görüşler bulunabilir.
TÜRKİYE'DE YENİ BİR DÖVİZ KRİZİ YAŞANACAK
Bahsettiğiniz durum, ekonomik istikrarsızlık ve içsel tutarlılığın eksikliği gibi önemli sorunları yansıtıyor. Eğer hükümet veya merkez bankası, uyguladığı politikaların tutarlılığına ve etkilerine dikkat etmezse, bu ekonomik belirsizliği artırabilir ve yatırımcı güvenini sarsabilir. Ayrıca, döviz mevduatlarının artması, ülke para birimine olan güvenin azaldığını ve insanların dövize yönelmeye başladığını gösterebilir.
Bu tür ekonomik durumlar, halkın yaşam standartlarını olumsuz etkileyebilir ve ekonomik istikrarsızlığa yol açabilir. Ekonomik politikaların öngörülebilir ve tutarlı olması, yatırımcıların güvenini kazanmak ve ekonomik istikrarı sağlamak için kritik öneme sahiptir.
Söz konusu kur krizleri ve ekonomik belirsizlikler, hükümetlerin ve merkez bankalarının dikkatlice planlanmış, tutarlı ve sürdürülebilir ekonomik politikalar geliştirmelerini vurgulamaktadır. Ayrıca, bu tür politika değişikliklerinin anayasalara ve yasalara uygun olması önemlidir, çünkü hukukun üstünlüğü ekonomik istikrarın korunmasına katkıda bulunur.