Dünyada ve ülkemizde ciddi genetik hastalıklarından olan Akdeniz Anemisi, kırmızı kan hücrelerinde ki hemoglobin maddesinin yapımının bozukluğu ile ilgilidir. Hemoglobin maddesi vücudumuzda ki gerekli oksijenin taşınmasında görev alıp, her yere bu oksijeni taşır. Bunu yapamadığı zamanlarda vücutta bazı olumsuzluklara neden olur. Bu olumsuzluklar çarpıntı, çabuk yorulma ve vücutta morarma gibi belirtilerdir.
Çağımızda insanoğlu değişen beslenme alışkanlıkları ve çevresel faktörlerle birçok hastalık ile mücadele etmek durumunda kalıyor. Genelde Akdeniz bölgesinde görülen Akdeniz Anemisi, genetik olarak, sonraki nesillere taşınabilir bir hastalıktır. Kansızlığın bir türü olan Akdeniz Anemisi, ülkemizde 1.5 milyon taşıyıcı ve 4500 civarında hasta bulundurmakta. Özellikle anne ve babanın taşıyıcı durumda olmasında çocuk %25 oranında bu hastalığı taşıyabilir. Çok ciddi bir sağlık sorunu olan Akdeniz Anemisi hastalığı, ülkemizde de yaygın görülen genetik hastalıklardandır. Kırmızı kan hücrelerinde hemoglobin yer alır, bunlar gerekli oksijeni taşıma görevi ile yüklenir. Hemoglobin bu görevi yerine getirmediği durumlarda halsizlik, yorulma ve başka olumsuz durumlarla karşı karşıya kalınır. Bu gibi hemoglobin bozukluğu, Akdeniz anemisi ile ilgilidir.
Akdeniz Anemisi Belirtileri Nelerdir?
Akdeniz Anemisi hastalarının sık karşılaştığı belirtiler şöyledir:
· Kadınlarda adet başlangıcında gecikme görülmesi.
· Üst çenede öne çıkma ve burun basıklığı.
· Yanak kemiklerinde ve alında belirginleşme olması.
· Gelişme ve büyümede gerilik.
· Kansızlık ve cilt renginin soluk olması.
· Karaciğer ve dalak büyümesinden dolayı karın şişmesi.
· Kemik zayıflığı nedeni ile kemiklerde kırılma.
· Sarılık ve safra kesinde taş olması.
Bu belirtileriniz varsa Akdeniz anemisi hastalığından şüphelenmeniz olası, bir durumdur. Bu yüzden bu belirtiler olursa, kontrollerinizi olun.
Akdeniz Anemisi Neden Olur?
Tabi ki her hastalık gibi Akdeniz Anemisi de ciddi hastalıklardan olup, gerekli teşhisler alındıktan sonra tedavi olunmalıdır. Çeşitli gen mutasyonlarından doğan ve nesilden nesille, genetik olarak aktarılan bu hastalık, insanın hayat kalitesini düşürür. Vücutta bulunan kırmızı kan hücreleri içerisinde, hemoglobin maddesi yer alır. Bu maddenin görevi ise vücudumuza gerekli oksijeni, her yere taşımaktır. İşte bu maddenin yapısında bozukluk olması ile alakalı, bu görevi sınırlı yapmasından dolayı gelişen hastalığa Akdeniz Anemisi denir.
Akdeniz Anemisi Tedavisi Nasıl Olur?
Belirti taşıyan insanların hemen yakın bir hastanede kontrollerini yaptırıp, teşhis alması gerekir. Tanı konulduktan sonra tedavi aşamasına geçilir. Bu hastalık birçok organı ve vücudun çeşitli yerlerini etkilediği için, başka branşların uzman doktorları da tedavi süresince katılım sağlar. Akdeniz anemisi hastalığında kan nakilleri yapılır ve bu nakiller hastalığa bağlı her ay tekrarlanabilir. Bu sürekli nakil edilen kan vücutta demir birikimine neden olduğundan, haplarla bu demirin atılması için ayrı bir tedavi yapılır. Bir başka tedavi yöntemi ise sorunu kökten çözen, kemik iliği nakli yapılmasıdır. Bu tedavi ile sürekli kan nakli yapma ve yan etkilerden kurtulmak mümkündür. Bu tedavilerin yanında hepatit A ve B aşıları bu hastalar da yapılır ve gerekli beslenme ile gerekli vitamin takviyeleri ile sorun kontrol altına alınmaya çalışılır.
Akdeniz Anemisi Bitkisel Tedavisi Nasıl Yapılır?
Akdeniz anemisine karşı tıptaki tedavilerin yanında, bitkisel destekle de bu hastalığın olumsuzluklarını alt sevilere çekebiliriz. Tedavimize ek olan bitkisel tedavileri hastalığın daha hafif geçmesinde, bize yardımcı olur. Özellikle bazı doktorların verdiği kürleri doktorunuza danışarak kullanmak mümkündür. Bu kürlerden bir tanesi ünlü ekranların tanınan ismi Prof. Dr. Ender Saraçoğlu’na aittir. Bu kür şöyle hazırlanır: 250 gr ıspanak, 250 gr kereviz ve yarım litre su malzemelerinden, suyu kaynatın, yıkayıp dilimlediğiniz kerevizleri atın, 10 dakika kısık ateşte pişirin. Bundan sonra hazırladığınız ıspanakları aynı şekilde tencereye atın, 5 dakika kadar ağzı kapalı bir şekilde kaynatın. Sonra ocaktan alıp, biraz soğumasını bekleyin, sonra süzün ve sabah akşam yemeklerden önce bir bardak için.
Akdeniz Anemisi İlacı Nedir?
Akdeniz anemisi dünya ve ülkemizde görülen genetik yolla taşınan genetik bir hastalık olarak karşımıza çıkar. Bazı tedavi yöntemleri bulunan bu hastalıkta özellikle kan nakilleri gerçekleşir. Bu kan nakilleri sırasında vücutta demir birikmeye başlar, işte bu demir birikimini vücuttan atmak için, tablet formunda haplara başvurulur. Günümüzde halen Akdeniz anemisi hastalığında kullanılmak üzere, ilaçlar geliştirilmektedir.
Akdeniz Anemisi Öldürür Mü?
Birçok ölümcül hastalığın aksine Akdeniz anemisi doğru tedavi ile risk olmaktan çıkmaktadır. Hastalığa tanı koyulduktan sonra, doğru tedavi ile hastanın hayat kalitesi yükselir. Hatta kök hücre tedavisinde başarılı olunursa, bu hastalık tamamen ortadan kalkabilir. Özellikle gelişen tıp tedavileri ile bu hastalık artık eskisi gibi korkulan, bir hastalık olmaktan çıkmıştır.
Akdeniz Anemisi Kronik Hastalık Mı?
Genelde Akdeniz kıyılarında daha çok görülen, Akdeniz anemisi hastalığı genler ile aktarılan kronik bir rahatsızlık olarak karşımıza çıkar. Ama son zamanda geliştirilen kök hücre tedavisi ile hastalığı, kökten çözmek de mümkün olabilmektedir. Bu kronik hastalıkta özellikle düzenli şekilde hastaya kan nakli yapılırken, hastalık tedavi altında tutulmaya çalışılır.
Akdeniz Anemisi Yan Etkileri Nelerdir?
Akdeniz anemisi hastalığından şüphe ediliyorsa, bunu göz ardı etmek ciddi rahatsızlıklara zemin hazırlayabilir. Bu yüzden bu durumdaki kişiler mutlaka gerekli kontrolleri yaptırıp, tanı alması gerekir ve tedaviye başlanılmalıdır. Akdeniz anemisi tedavisinde uygulanan kan nakli işlemi sırasında, vücutta demir birikmesi olabilir. Bu fazla demiri atmak için ilaçlarla, bir tedavi uygulanabilir. Bu hastalığın diğer yan etkileri ise, çabuk yorulma, çarpıntı, morarmalar, karın şişkinliği gibi durumlar söz konusu olabilir.
Akdeniz Anemisi Zararlı Mı?
Diğer bütün hastalıklar gibi tedavi edilmediği sürece ciddi sorunlara zemin hazırlayabilen bu hastalık, erken tanı konulması ile kontrol altında tutulabilir. Özellikle gereken özen gösterilmediği zamanlar karaciğer ve kalp yetmezliği, enfeksiyon rahatsızlıklarına yatkınlık görülmekle beraber, vücutta demir birikmesine ve birçok organda hasarlara neden olabilmektedir.
