Açlık krizi hemen hemen herkesin hayatında bir kez yaşadığı bir tecrübedir. Buna neden olan en temel faktör, kan şekeri anlamına gelen glukozun dengesi ile ilgilidir. Bu durumda genel olarak ilk şüphe duyulan hastalık gizli şekerdir. Fakat bu durum kendiliğinden ve nedensiz bir şekilde de gelişebilir. Aniden kan şekerinde yaşanan düşüşler, kişileri daha tatlı daha karbonhidrat oranı yüksek yiyecekler yemeye iter. Bu durum glukozun düşmeye başlaması ile birlikte, beyne yollanan açlık sinyalleri ile senkronize bir şekilde ilerler.
Sıkı bir kahvaltı öğünün ardından olması beklenen tokluk süresi dört ya da beş saat kadardır. Fakat açlık krizlerinden bahsediliyorsa, kişiler ne kadar sıkı bir öğün yaparsa yapsın minimum iki saat sonra yeniden yemek yeme ihtiyacı hissederler. Bu durumun kontrol altına alınabilmesi için ise öğünlerdeki besin değerlerinin kaliteli içeriklerden oluşmasına özen gösterilmesi önerilir. Özellikle yumurta, lor peyniri, ceviz gibi besinlerin kahvaltıda olması, bol proteinli bir kahvaltı seçeneği olacağından dolayı önerilmektedir. Buna ek olarak günlük içilmesi gereken su miktarı da ihmal edilirse genelde açlık hissi ile karıştırılacak ve bu krizlerin önüne geçilemeyecektir. Dolayısı ile su tüketim miktarı da özen gösterilmesi gereken bir konu olarak karşımıza çıkmaktadır.
Açlık krizi, özellikle diyabet ya da insülin direnci gibi şikayetlerle görülen bir belirti olarak karşımıza çıkmaktadır. Burada bilinmesi gereken en önemli nokta kan şekeri seviyesindeki dalgalanmalar ve düşüştür. Henüz yeni bir öğün yapılmasına rağmen kısa sürede şiddetli açlık hissi yaratan durumun adına açlık krizi denmektedir. Kan şekeri seviyesi en aşağı kadar düşen kişilerde çok şekerli, yüksek kalorili yemek yeme ihtiyacı doğurur.
Kişilerde sabırsızlık ellerde titreme gibi belirtilerle ortaya çıkar ve bulunan her bir yiyecek ivedilikle tüketilmeye çalışılır. Oldukça zorlayıcı bir durum olan açlık krizleri aynı zamanda kişilerin daha halsiz, sabırsız ve sinirli hissetmesine neden olan bir durumdur.
Açlık Krizi Belirtileri Nelerdir?
Açlık krizinin meydana gelmesi ile birlikte kişiyi huzursuz edecek pek çok belirti ortaya çıkmaktadır. Açlık krizinin yaşandığı anda kişinin fark edebileceği belirtiler arasında ise şunlar yer alır;
-Kişilerin kan basıncı yükselmeye başlar ve terleme görülebilir.
-Stres faktörü yüklenmeye başlar ve yapılacak herhangi bir iş ya da uykuya odaklanmak imkansız hale gelir.
-Açlık krizleri süreklilik kazandığında farkına varılmayan kilo artışları görülebilir.
-Kişilerde obezite görülmeye başlar.
-Kan kolesterolünde yaşanacak artış nedeni ile kalp rahatsızlıkları baş gösterir.
-Artan halsizlik, yorgunluk ve mutsuzluk hissi peşi sıra meydana gelmeye başlar.
-Cilt yapısında değişiklikler, kararmalar görülmesi olasıdır.
-Ani bir telaş ve sabırsızlık hissi hakimdir.
-Sık sık abur cubur yeme isteği hakimdir.
Açlık Krizi Neden Olur?
Açlık krizini meydana gelmesinde pek çok neden etkili olabilmektedir. Bu nedenler arasında en bilinenleri gizli şekerin meydana gelmesidir. Kan şekerinin diyabet sınırlarına yakın bir seviye de olması olarak bilinen gizli şeker sık sık açlık krizlerini tetikler.
Ayrıca gün içerisinde çok fazla tüketilen basit şeker (rafine şeker/sanayi tipi) kan şekerini birden yükseltip, birden en aşağı seviyelere çeker. Bu da açlık krizi yaşanmasının bilinen en önemli nedenleri arasında yerini alır. Beyaz ekmek, pirinç, lavaş, makarna gibi beyaz tahıllı ürünler de vücut tarafından şeker olarak algılandığı için kan şekeri dalgalanmalarının bir sebebi olarak gösterilebilir.
Tüm bunlara ek olarak protein açısından fakir beslenilmesi, günlük su tüketimi miktarının ihmal edilmesi, öğün aralarında ceviz, fındık, kaju gibi sağlıklı yağ kaynaklarının tüketilmemesi ve abur cubur tüketimine ağırlık verilmesi açlık krizi tetikleyicileri arasında yerini almaktadır.
Açlık Krizi Nasıl Önlenir?
Beslenme uzmanlarının görüşlerine göre açlık krizlerini önlemek için pek çok yöntem bulunuyor. Bu yöntemler tamamen kişinin kendi beslenme alışkanlıkları değiştirmesi üzerine kurulu olmak durumunda kalıyor. Yapılacak beslenme rejimim değişiklikleri ise şu şekilde sıralanıyor;
-Gün boyu ayakta tutacak öğün olarak bilinen kahvaltı kesinlikle atlanmamalıdır. Bu öğünde alınacak kaliteli yağ, protein ve karbonhidrat kan şekeri dalgalanması yaşanmasını engelliyor.
-Kahvaltıda mutlaka beyaz peynir, yumurta ve zeytin gibi üç ayrı besin grubundan olan ürünlerin tercih edilmesi gerekliliği vurgulanıyor.
-Hurma, kayısı ya da ceviz gibi sağlıklı çerezlerin tüketildiği iki ara öğünün önemine dikkat çekiliyor.
-Her öğünde uzun süre tokluk sağlayan salataların var olması gerekliliğini altı çiziliyor. Lif bakımından zengin olan salatalar burada en önemli hususlardan biri olarak gösteriliyor.
-Günde içilmesi gereken 2-2.5 litre suyun, gün içerisine dağıtılarak içilmesi öneriliyor.
-Karbonhidrat alınması gereken durumlarda ise mutlaka kepekli, esmer ya da tam buğday olanların tercih edilmesi öneriliyor.
Gece Açlığı Nasıl Geçer?
Uyku düzeni ve yeterli uyuma gece oluşabilecek açlık krizlerini önüne geçmektedir. Genelde düzenli uyuyan kişilerde böyle bir hissin oluşmayacağı bilinmektedir. Buna ek olarak geceleri tatlı tüketimi, hatta içerdiği şekerden dolayı meyve tüketimi bile doğru bulunmuyor. Yine kan şekerini bir anda yükseltip bir anda dibe çekeceği için dikkatli olunması gerekiyor. Tarçın kan şekerini dengeleyen bir baharat olduğu için gün içerisinde ki tüketimi bu krizlerin önüne geçebiliyor.
Sürekli Tok Hissetmek İçin Ne Yapmalı?
-Bol bol su içilmesi önerilir.
-Yapılan öğünlerde yumurta, kırmızı et, balık, tavuk, nohut, peynir, yulaf gibi protein zenginliğine dikkat edilmesi öneriliyor.
-Ayrıca salataların neredeyse her bir çeşidi hem çok hacimli olması hem de kalori bakımından oldukça düşük olması nedeni ile her öğünde mutlaka tüketilmesi tavsiye ediliyor.
