Japonya Nasıl Zengin Oldu?
Oldukça geniş bir alana yayılan Japonya en çok da nüfusuyla dikkat çekmektedir çünkü dünyanın en kalabalık nüfusu bu ülkededir. Ülke genelinde konuşulan dil Japonca olmakla beraber 3 alfabe çeşidinden oluşan bir dilleri vardır. Japonya çok büyük adalar bulunması ve adaların dağlık bir alan içermesinden dolayı da deprem riskinin oldukça fazla olduğu bir ülkedir. Depremler, yanardağ felaketleri gibi pek çok doğal afet yaşayabilme riskini bulundurur. Dünyanın en yoğun nüfuslu ülkelerinden biri olması ile beraber 126 buçuk milyon nüfus yoğunluğu en fazla olan ülke konumunda bulunmaktadır. Başkenti Tokyo olan Japonya’nın bu şehri sanayi açısından en gelişmiş şehirdir. Japonya'nın para birimi Japon Yen’idir. sürekli olarak değer kaybeden Japon yeni günümüzde 0.84 TL’ye tekabül ediyor. Bu yüzden Japon halkı maddi açıdan zorlanma yaşayabilmektedir.
Japonya Ateist mi?
Japonya dini yapı olarak belirli bir dine inananlar ve inanmayanlar olarak sınıflandırdığınız zaman herhangi bir dini görüşü olmayan insanlar ülkenin çoğunluğunu kapsamaktadır. Tabii ki de bu dini inancı olmayan insanların da büyük bir çoğunluğu ateist sınıfından gelmektedir. Bir dini görüşe sahip olanların büyük çoğunluğu ise Budizm’e inanmakla beraber Şintoizm de bu ülkede en çok inanılan dinler arasında yer almaktadır. Bunun yanısıra Hristiyanlık dini de yüzde birlik kesimde bulunmakla beraber diğer bir yüzde birlik kısmı da diğer dinler oluşturmaktadır. Ateizm ise nüfusun %30 dokuzunun inandığı görüş olarak bilinmektedir.
Japonya Nasıl Zengin Oldu?
Japonya'nın en dikkat çeken yönlerinden biri de ekonomik olarak ve alım gücü bakımından 4. büyük ekonomiye sahip olup dünyanın ikinci büyük gelişmiş ekonomisi olmasından dolayı zengin bir ülke olduğunu söyleyebiliriz. Otomobil üreticiliği yapmaları elektronik eşya pazarında bulunmaları dolayısıyla da yenilikçi ülkelerden biri olduğu için yine bu zenginliğini değer katmaktadır. Daha çok teknoloji alanında yaptıkları yatırımlarla birlikte dünyanın teknoloji merkezlerinden biridir. Yani endüstri alanında büyük bir kazanç sağladığını ve bu sayede çok ciddi bir kalkınma yaşadığını söyleyebiliriz. Fakat nüfusun belli bir kısmı enflasyon durumları yüzünden maddi sıkıntılar çekmektedir.
Japonya Dini Bayramları Var mı?
Japonların büyük bir kısmı herhangi bir dine mensup olmasa da dinine bağlı olan insanlar sosyal hayatlarında dini bayramlarla özel günlerini kutlamaktadır. Japon kültüründe dini bayramlar Matsuri kavramıyla ifade edilirken bu dini bayramlar Japonların geçmişteki inançlarını, düşünce tarzlarını ve Japon yaşamının baz aldığından dolayı Japonların dünya anlayışının dinleri üzerinde büyük bir etkisi olmuştur. Bilindiği üzere Japonya'da yaygın olarak dinler Şintoizm ve Budizm gibi dinler olduğundan dolayı bu dinlerin kendilerine özel dini bayramları bulunmaktadır.
Japonya'da Sadece Üniversite Mezunları Oy Kullanıyor Doğru mu?
Japonya’da ortaya atılan bazı iddialara göre lise veya üniversite mezunu olmayan insanların oy kullanamadığı gibi bir söylenti dolanmaktadır. Bu konuda sosyal medyada dolaşan söylentiler Japon hükümetinin herhangi bir eğitim seviyesini tamamlamamış insanların toplumda oy kullanamayacağını dair söylentiler olduğu iddia edilmiş. Bunun doğruluk payına gelecek olursak aslında Japonya’da oy kullanabilme hakkına sahip bireylerin tek kriteri 18 yaşını doldurmuş olmalıdır. Herhangi bir eğitim seviyesine bakılmaksızın 18 yaşını dolduran her birey seçme hakkına sahiptir. Sadece ağır suç geçmişi olan bireyler gibi bazı kısıtlama konulan insanlar dışında diğer bütün ülkelerdeki gibi aslında 18 yaşını doldurmuş bireylerin oy kullanma hakkı bulunmaktadır.
Japonya Atom Bombasından Sonra Nasıl Toparlandı?
6 Ağustos 1945'te gününde Hiroşima bölgesinde oldukça büyük bir felaketle maruz kalan insanlar bütün bir şehri yok eden bu felaketten sonra şu anki konumuna gelmiştir. Bilindiği üzere atom bombası tarihte yapılan ilk nükleer saldırılardan biri olarak özellikle Hiroşima bölgesinde yaşayan bütün insanların acı içinde ölüme terk edilmesi bu nükleer savaşın izleriydi. Bu ağır bombardımandan sonra bütün bir şehir harap haline gelerek topraklar dahi artık verimliliğini yitirmiş ve koca bir şehir yok olmuştur.
Bu savaştan sonra ise ABD 7 yıl kadar Japonya’yı himayesi altına alarak kendini toparlaması adına çalışmalar yaptığı bu dönemde Japonya’nın ordu kurumasını yasaklayarak askeri birliklerin dağıtılması ile birlikte tüm harcamaları artık ülkenin tekrar kalkınmasına harcandı. Bu konuda yapılan en önemli ataklardan biri de eğitim kalitesini arttırarak nüfusun hızlı artışında en iyi şekilde faydalanmaya çalışmaktı. Oldukça prestijli bir eğitim modeli yakalanarak özellikle sanayi ve teknoloji sektöründe büyük gelişmeler yaşandı. Bunun yanı sıra birçok modern şirket kurarak istihdam sağlamaya yöneldiler. Bu sahilde bu şirketlerin politikalarından dolayı Japon malları dünyanın pek çok yerine gitmeye başladı bununla birlikte 1950'de çıkan Kore savaşı Japon ekonomisinde büyük bir sıçrama yaşatmıştır. Çünkü dünyadaki silahlanma artışı Japonya’daki ağır sanayinin hızla gelişmesini sağlayarak maddi anlamda büyük bir kazanç sağlandı. Bu şekilde doğru hamleler yaparak aslında 10 yıl içerisinde kendini toparlayan bir ülke olmuştur.