1984 romanı 20. yüzyılın en etkileyici hayal ürünü
romanlarındandır. 1947-1948 yıllarında yazılan roman, 1984 yıllarındaki hayali
bir dünyayı konu almaktadır. 1984 yılını anlatan romanda bu yıllar hiçte iç
açıcı anlatılmamaktadır. Özgürlüğün olmadığı, yaşam kalitesinin diplerde olduğu
ve buna rağmen bu durumların eskisinden çok daha iyi olduğuna inandırıldığı bir
dünya vardır.
2. Dünya Savaşı’ndan sonra yeniden kurulan bir dünyanın,
1984 yılını anlatan romanda Winston Smith’in sisteme karşı kendi içinde ayaklanmasını
ve bu ayaklanma için destek arayışını görülmektedir. Winston Smith’in bu arayış
içerisinde güvendiği kişilerin, en başından bu yana sistemin savunucusu olması
ve Winston Smith’in tuzağa çekilmesi sonucu türlü işkenceler ile karakteri de
sisteme ayak uyduran ve sistemden memnun olan birine dönüştürülmesini
anlatmaktadır.
Körlük Kitabı Konusu Nedir?
Kitapta, ne şehrin adı bellidir ne de karakterlerin adı
bellidir. Hiç bilinmeyen bir ülkenin, bilinmeyen şehrinde geçen romanda;
karakterler kimliksizdir. Her karakter romanda sıfatlarla yer alır. Bir gün
adını bilmediğimiz şehirde araba kullanmakta olan bir adam, trafik
ışıklarındayken aniden kör olmaktadır. Bu adam ‘beyaz körlük’ olarak bilinen
hastalığın ilk kurbanıdır.
Kitap, kör olan bu adamın çaresizlik hissi ile başlamaktadır.
Bu beyaz körlük insanları sonsuz bir beyazlığa mahkûm etmektedir. Kör
olduklarında etraf simsiyah değil, bembeyaz olarak görmeye başlamıştır. Bu
bembeyaz körlüğe hapsolmuş insanlar kendilerini ‘süt denizinde gibi’
hissetmektedirler. Körlük, beklenmedik bir felaketi yaşayan toplumun nasıl
çöktüğünü, nasıl bencilleştiğini ve değer yargılarını kaybettiğini
anlatmaktadır. Ürkütücü bir roman olan Körlük’te en acımasız olaylar bile
şiirsel bir dille yazılmıştır.
Karantina Kitabı Konusu Nedir?
Beyza Alkoç tarafından kaleme alınmış, romantik ve macera
içerikli gençlik kitabı serisidir. Kitaplarda; salgın bir hastalık nedeniyle
okulu karantinaya alınmış olan, akşamında ise kendini okulun karanlık
koridorlarında bir kız öğrencinin cesedinin başında bulan Zeynep’in hikayesi
anlatılmaktadır.
Üstelik yalnız değildir, mahşerin diğer üç atlısı ile
birlikte oldukları maceralar da kitapta yer alır. Bu, yalnızca bedenleri değil
ruhları da karantinaya alınmış dört kişinin hikâyesi olarak
anlatılmaktadır.
Satranç Kitabı Konusu Nedir?
Avrupa kültürüne elveda derken yaşama da veda etmeyi seçen
Stefan Zweig'ın son kitabı Satranç, gerilimli kurgusu ve kahramanın ruhsal
gelgitlerinin işlendiği dokusuyla, kısa ama her bakımdan etkileyici, olağanüstü bir uzun
hikayedir. Hayatında kinse ile hiç satranç oynamamış bir avukatın kitaplardan
öğrendikleri ile dünya şampiyonunu yenişi konu almaktadır. Rastlantı sonucu
eline geçen bir kitapla satrancın inceliklerini öğrenerek bu oyunu bir tutkuya
dönüştüren ve giderek bu tutkusu yüzünden beyin hummasına yakalanan Dr. B.’nin
öyküsüdür. Stefan Zweig’ın Brezilya’da sürgündeyken yazdığı ve Şubat 1942’deki
intiharından birkaç ay önce tamamladığı Satranç, Avrupa kültürünün nasyonal
sosyalist tehlike altında yok oluşuna işaret ederek anlatmaktadır.
Görmek Kitabı Konusu Nedir?
Nobel Edebiyat Ödülü sahibi olan Jose Saramago, ‘Görmek’
adlı romanında siyasi sorunlar üzerinde durmaktadır. ‘Körlük’ romanının devamı
niteliğinde yazılmıştır. Kendi yaşadığı devirde, yaşadığı döneme ters düşer,
sansürlenen yazar bunu kitabına yansıtmıştır. Görmek romanının konusu, bir
önceki kitapta anlatılan körlük salgınının yaşandığı ülkenin başkentinde
anlatılmaktadır.
Başkentte belediye seçimleri yapılıyordur. Ancak seçimlerde
ilginç bir durumlar vardır. Seçmenlerin büyük çoğunluğu boş oy atmaktadır. Bu
durum hükümet yetkilileri tarafından bir tür terör girişimi olarak kabul görmüştür.
Hükümet bu duruma karşı harekete geçecek ve birtakım önlemler almaya
çalışacaktır. Bu romanda Jose Saramago demokrasi olgusunun totaliter amaçlarla
nasıl değiştirebildiğine yer vermektedir.
