Müzik ruhun gıdasıdır” sözünü duymayan kalmamıştır. Müzik
her ne kadar ruhun gıdası olsa da bir ihtiyaç değildir. Çoğunluk müzik
dinlemeyi seviyor olsa da müzik dinlemekten hoşlanmayanlar da olabilir. Bu
varsayımdan yola çıkarak müzik dinlemenin bir ihtiyaç olmadığı tespitini
kolaylıkla yapabiliriz. Bazı insanlar müzik olmadan yaşayamaz. Sabah uyanıp
akşam uyku saatine kadar günün büyük çoğunluğunda her işini müzik eşliğinde
yapar. Müzik dinlemek rahatlatıcı ve kimilerine göre motive edici bir eylemdir.
Aynı zamanda müzik dinlemek bir istek sonucu ortaya çıkar. Bu yüzden de müzik
dinlemeyi bir ihtiyaç olarak adlandıramayız.
Müzikte bir takım kültürel kodlar bulunur. O kadar geniş bir
yelpazeye yayılmış durumdadır ki coğrafyaların kendine has müzik türleri vardır.
Duyduğunuz tınıya göre o müzik türünün hangi ülkeye ait olduğunu
anlayabilirsiniz. Derinlikli bir konu olan müzik, teknolojinin gelişmesiyle de
çok farklı evrimler geçirmiştir. Oldukça eski yıllarda sadece insan sesi ile
müzik yapılırdı. Bugün ise yalın insan sesinden yapılan müziklerden, günümüzde
yapılan bilgisayar destekli müziklere kadar onlarca hatta yüzlerce farklı müzik
türü ortaya çıktı.
Müzik Dinlemenin İnsanlar Üzerindeki Etkisi
Müzik dinlemek sosyal ve kültürel bir aktivitedir. Bunun
yanı sıra bilim de birçok konuda olduğu gibi müzik dinleme üzerinde de
çalışmalar gerçekleştirdi. Müzik dinlemenin insan davranışlarına olan etkisi
büyük oranda gizemini koruyor. Yüzyıllardır uluslararası iletişim aracı olan
müziğin çoğu insan üzerinde etkileri olsa da insanların müzik dinlemeye karşı
olan ilgileri net olarak çözülebilmiş değil. İnsan yaşamı üzerinde büyük etkisi
olan müzik dinlemenin bazı durumlarda ağrı kesici etkisi olduğu da tespit
edildi.
Biyolog Çınar Ege Bakırcı müzik dinlemeye başladığımızda
beynimizde neler olduğunu şu şekilde özetliyor; “Müzik, işitsel kortekse
ulaşarak burada en temel unsurlarına (perde, tını, süreklilik vs.)
ayrıştırılır. İşitme korteksi, müzikal bilgi akışını parçalarına ayırabilmek
için beyincik (serebellum) ile birlikte çalışır. Beyincik, amigdala (beynin
duygusal merkezi) ve ön (frontal) lobla bağlantılıdır. Müzik dinlerken
beyindeki zevk merkezi olan nükleus akumbens harekete geçerek iyi hissetmemizi
sağlayan nörokimyasal dopamini serbest bırakır. Bu kimyasal çok sevdiğimiz bir
yemeği yerken veya bir şeyden zevk alırken salgılanan kimyasaldır.”
Günümüzde Müzik ve Müzik Dinleme Trendleri
Müziğin kültürel kodları dünya çapında çok değişkendir.
İnsanların müziğe olan inancı o kadar yüksek ki uzay boşluğunda araştırma
yapmak için süzülen Voyager mekiğinde, olası canlılarla karşılaşma durumuna
karşı, dünyanın dört bir tarafından müziklerin olduğu Voyager Altın Plağı
çalıyor. Bilimle müzik arasındaki şaşırtıcı ve gizemli bağ 10. yüzyıla kadar
dayanıyor. Dünyaca ünlü filozof Farabi, 10. yüzyılda kaleme aldığı metninde
insan sesinden oluşan müziğin dinleyicilerin duygularını ve ruhlarını nasıl
harekete geçirebileceğini anlatmaktadır.
Ayrıca pek çok bilim insanı, geçmiş yıllardan beri müziğin iyileştirici bir gücü olduğuna ve insanların hastalıklardan uzak durmasına yardımcı olabileceğine inanıyor. Ek olarak birçok hastalık için bilim insanları müzik terapisini destekliyor. Müziğin fiziksel, duygusal, zihinsel, sosyal ve ruhsal olarak birçok kişiye iyi geldiği belirtiliyor. Müzik terapisi ise her yaştan bireyin psikiyatrik bozuklukları, fiziksel ve gelişimsel engelleri, madde bağımlılığı sorunları, iletişim bozuklukları gibi çeşitli durumlarında kullanılabiliyor.
Müzik Türleri ve Geçmişten Günümüze Değişen Müzik Dinleme Alışkanlıkları
Hem bir sanat hem de bir bilim olduğu düşünülen müzik,
insanların binlerce yıldır doğayı taklit ederek, duygularını anlatma
yollarından birisidir. Yıllar içinde müzik ve dinleme alışkanlıkları büyük
oranda değişiklik gösterdi. Çok eski yıllarda müzik dinlemek sadece zenginlerin
katılabildiği elit bir etkinlik iken günümüzde her yaştan insan müziğe dilediği
gibi ulaşabiliyor.
Akıllı telefonlar, gelişmiş teknolojideki kulaklıkların yanı
sıra Bluetooth’lu hoparlörler üzerinden dilediğiniz yerde dilediğiniz zaman
müzik keyfi yapabilirsiniz. Sizler de zamandan ve mekândan bağımsız
olarak en güçlü
ses veren bluetooth hoparlör çeşitlerine buradan ulaşabilirsiniz ve
müzik dinlemenin keyfini doyasıya çıkarabilirsiniz. Müzik türü yelpazesi o
kadar geniş ki türler arasındaki farklılık bazen şaşırtıcı boyutlara ulaşıyor.
Eski yıllarda klasik müzik demirbaş iken, teknolojinin gelişmesi ve insanlığın
değişimi ile 300’den fazla tür oluşmuştur. Günümüzde müzik türlerinin birçoğu
birbirine yakın olsa da temsil ettiği kültür açısından farklılık taşıyabiliyor.
Genel olarak müzik türleri şu şekildedir:
- Blues
(soul blues, blues rock, teksas blues)
- Caz
(ragtime, soul caz)
- Country
(swing, amerikana)
- Elektronik
(ambient, electro, house)
- Hafif
Dinletiler (lounge)
- Halk
(Türk halk müziği)
- Hip
Hop (trap, drill)
- Karayip
Tarzı (reggae)
- Latin
(bolero, flamenko, mango)
- Pop
(J-pop, K-pop, Türkçe Pop)
- R&B
(funk, disko, soul)
- Rock
(punk, heavy metal)
- Klasik
Müzik
Günümüzde müzik dinlemek hayatın akışının rutin bir parçası.
Taş plaklar, kasetler ve CD’ler derken artık sadece internet üzerinden
dilediğimiz şarkıya saniyesinde ulaşabiliyoruz. Bu pratiklik zaman içerisinde
müzik dinleme alışkanlıklarına da yansıdı. Eskiden sadece canlı olarak
dinlemenin mümkün olduğu müzik, sonrasında gramofonun icadıyla bambaşka bir
yola doğru evrildi. Gramofon taş plakları çalabiliyordu ve taş plaklara sadece
bir şarkı kaydedilebiliyordu. Uzun yıllar taş plaklara yapılan kayıtlar gramofonlar
aracılığıyla dinlendi. Türkiye’de ilk plak kaydı 1905 senesinde İstanbul’da
yapıldı. 1960’lı yıllara gelindiğinde insanların hayatına pikap girdi.
Kaydın en doğal halini dinleyebileceğiniz pikap, günümüzde özel ilgi alanı olarak insanların üzerinde durduğu bir hobi olarak varlığını devam ettiriyor. Ünlü şarkıcı ve gruplar albümlerinin bazılarını yenilenmiş versiyonlarıyla plak olarak yeniden piyasaya sürüyor. 60’lı yıllarda kasetin 70’li yılların sonuna doğru da walkman’lerin ortaya çıkmasıyla müzik dinleme alışkanlığı başka bir boyuta evrildi. Bu ikili sayesinde mobil müzik kavramı doğdu ve insanlar sevdiği müzikleri yanlarında taşımaya başladı. 80’li yıllarda icat edilen CD sonrasında 90’lı yıllarda kaset ve walkman’ler yerlerini CD ve CD çalarlara bıraktı. CD çalar furyasından sonra dijitalleşen müzik, teknolojiyle doğru orantıda gelişmesini sürdürdü.
Müzik ile Dijitalin Buluşması
CD’ler ile müzikte dijitalleşmenin ilk adımı atılmış olsa da
bu sadece bir başlangıçtı. Teknolojinin baş döndürücü hızından en çok nasibini
alan dallarından biri olan müzikte CD’nin ömrü kısa oldu. Peşinden gelen MP3
teknolojisi sayesinde kaset veya CD olmadan müzik dinlenmeye başladı. MP3
sayesinde müziğin kolay transferi ve dinlenmesi ortaya çıktı. Şimdilerde MP3’lerden
farklı olarak telefonlardan veya taşınabilir hoparlörlerden dilediğiniz müziği
dilediğiniz yerde dinleyebiliyorsunuz.
Her telefonda olan, Bluetooth özelliği aracılığıyla çalışan
hoparlörler her yaştan insanın ilgi alanı olmuş durumda. Kampta, piknikte,
tatilde kısaca canınızın istediği her yerde üstün müzik kalitesini kaybetmeden
Bluetooth’lu hoparlörler sayesinde müzik dinleyebilirsiniz. Ses bombası olarak
bilinen Bluetooth destekli daha güçlü hoparlörler modelleri ise geniş fiyat
aralığında kullanıcıların beğenisine sunuluyor. Müzik dinleme keyfini zirveye
çıkaran ses
bombası fiyatları en ucuz modellerini inceleyerek, ihtiyacınıza en
uygun ürüne ulaşabilirsiniz.